Ulusal ataleti yenmek için üç model
Ulusal ataleti yenmek için üç model
Atalet kelime anlamı olarak “eylemsizlik hali” demektir. Gündelik dilde atalet halini ifade etmek için, tembellik, miskinlik, ağırkanlılık, durağanlık, hantallık, yeis gibi kelimeler
kullanılır
. Atalet üç düzeyde yaşanabilir: 1. Kişisel atalet. 2. Kurumsal atalet. 3. Ulusal atalet
Bireylerin atalet halinde olmaları, o bireylerin yönettiği
kurumların
atalete düşmesine neden olmaktadır. Ataletli bireyler ve
kurumlar
da bir araya gelerek ataletli toplumları oluşturmaktadır. Bir ülkede sorunların ve
çözümlerin
neler olduğu, bu
çözümleri
kimlerin uygulaması gerektiği biliniyor, çözümsüzlüğün bedelleri her gün ödeniyor ama yine de yapılması gerekenler yapılmıyor ise, o ülkede atalet hali oluşmuş demektir. Toplumsal ataletin
sonuçları
nelerdir?Atalet halini yoğun ve yaygın olarak yaşayan toplumların “yapabilecekleri” ile “yaptıkları” arasındaki fark gittikçe açılır. Verilen kamusal sözler genellikle tutulmaz ve işler sürüncemede kalır. Toplumsal atalet halinin egemen olduğu toplumlarda; bu
durumun
sonucu
olarak,
kişisel
ve
kurumsal
atalet hali de yaygındır. Toplumsal ataletin önemli
sonuçlarından
biri de yoksulluk ve yolsuzlukları artırmasıdır. Toplumsal atalet ile ilgili tespitler Atalet oluşumuna neden olan iki türlü davranış vardır: Yapmamız gerektiği halde yapmadıklarımız ve yapmamamız gerektiği halde yaptıklarımız. Her ataletli toplum, ataletini yenebilecek gücü kendi içinde taşır. Bu
enerjinin
kullanılmasını
engelleyen şey de ataletin kendisidir. Ataleti yenebilmek için de ataleti yenmek gerekir. Hiçbir toplumsal atalet hali
sonsuza
kadar sürmez. Ataleti ya onu yaşayanlar kırar yada felaketler! Bir toplumun başına gelen
olaylar
değil, o
olaylara
verdiği anlamlar onu atalete düşürür. Toplumsal atalet hali
kalıcılığını
, atalet halinin uzun süre devam edeceğine dair inançtan alır.
Türk
insanı ne kadar atalet içerisinde ise,
Türkiye
de o kadar atalet içerisindedir.
Türk
insanı neden atalet çerisinde ise,
Türkiye
de o nedenle atalet içerisindedir. Ataletli insanlar, atalet halinde
yaşamaktan
dolayı çektikleri acı, ataletin kırılması anında çekeceklerini sandıkları acıdan daha
fazla
oluncaya kadar, atalet haline son verilmesine içten içe direnç gösterirler. Kendi sert
gerçekleriyle
yüzleşme cesareti bulamayıp, kendini sosyal illüzyonlarla kandıran toplumlarda atalet oluşumu daha
fazla
görülmektedir. Toplumsal atalet haline son verme modelleri Ulusal ataleti kırmak için
kullanılabilecek
üç
farklı
model vardır: İnsan mühendisliği modeli
Toplum mühendisliği modeli
Sistem mühendisliği modeli İnsan mühendisleri, insanları teker teker ataletten “arındırmak” gerektiğini savunur. Toplum mühendisleri, toplumu bir bütün olarak ataletten arındırmak gerektiğini savunur.
Sistem
mühendisleri ise, insanların önünü tıkayan değil açan bir
sistem
(yapı) kurmak gerektiğini savunur. İnsan mühendisliği insanda, toplum mühendisliği toplumda, sistem mühendisliği ise
sistemde
değişiklikler
ve düzeltmeler yaparak atalet haline son vermeye çalışır. Sürecin yönü açısından bakıldığında; toplum mühendisliği tepeden tabana; insan mühendisliği tabandan tepeye;
sistem
mühendisliği ise, yapının merkezinden
değişimi
başlatır. Ataletin ve
başarısızlığın
kaynağını; insan mühendisliği bireylerde, toplum mühendisliği yöneticilerde,
sistem
mühendisliği sistemlerde arar. Sistem mühendisliğinde mekanizmalar, insan doğasına ve
yüksek
performansa
göre tasarlanır. Toplum mühendisliğinde ise, “tepedekilerin” görüş ve menfaatlerine göre
sistem
kurulur. Asyatik toplumların temel karakteri, toplum mühendisliği modeli ile iş yapmalarıdır. Toplumumuzun kollektif ruhunun ve Türkiye’ye egemen olan
kültürel
iklimin, tembellikten tempolu
çalışmaya
, durağanlıktan dinamizme, miskinlikten motivasyona, pasiflikten proaktifliğe, çaresizlikten
coşkunluğa
, ataletten ataklığa dönüştürülmesi hepimizin dileğidir. Yazar : Mümin Sekman