Beş Adımda Özgüven Kazanma Taktikleri
Beş Adımda Özgüven Kazanma Taktikleri
Özgüveni
yüksek
insanlar girdikleri her ortamda fark edilirler. Bakışları,
duruşları
, beden dilleri
hayata
karşı
güçlü
duruşlarını
yansıtır.Ve bu ayrıcalıklarıyla karşılaştıkları her olumsuzluğun üstesinden daha
kolay
gelirler.Seninle dergisininde yer alan stratejilerle siz de özgüveninizi
geliştirebilirsiniz
. Güzel bir uykudan sonra, sabah kalkıp ilk
iş
olarak
banyoya
yöneldiniz. Aynanın karşısında "Ne kadar kötü görünüyorum" diye düşünüp, daha günün ilk saatlerinde moralinizi
sıfıra
indirdiniz
. Ayrıca içinizdeki
ses
, sürekli başarısız olduğunuzu, kötü göründüğünüzü söyleyip duruyor. Oysa kimse size bu konularda en küçük bir eleştiri dahi yapmadı. Ama nedense bir türlü kendinize
güven
duyamıyorsunuz.
Çocukluktan
itibaren baş göstermeye başlayan bu özgüven
eksikliği
ileride
başarısızlıklara neden oluyor. Oysa özgüven duygusu doğuştan
kazanılan
bir şey değil, özgüven
öğrenilir
! Size beş
adımda
özgüven
kazanma
taktiklerini gösterelim... 1- İçimizdeki dırdırcı: Herhalde yine bir şeyleri yanlış yaptım
Hayatta
her şey her
zaman
istediğimiz gibi olmuyor. Bazen inişler ve çıkışlar
yaşamak
doğal
. Ama nedense, iniş
durumlarında
hep kendimizi suçlu hissederiz. Bu konuda yalnız değiliz! Çünkü özgüven
eksikliği
yaşayan kişiler, yaşanan sorunlar karşısında sürekli olarak kendilerini suçlu görürler.
Özgüveninizi kazanın: Her şeyden sorumlu değilim ben Kötü giden her şeyin sorumlusunun siz olmadığınızı aklınıza iyice yerleştirmeniz gerekiyor. Peşin fikirli olmayın! Bir olumsuzluk karşısında,
hemen
tüm sorumluluğu omuzlarınıza
yükleyeceğinize
, öncelikle şöyle bir düşünün: "Bu
durum
karşısında benim rolüm ne?" 2- İçimizdeki dırdırcı: Yine bir sürü şeyi kaçırıyorsun Sürekli bir şeyleri kaçıracağımızı zannedip, kafamızı olumsuz düşüncelerle meşgul ederiz. Tabii bu
durum
,
hayatımızın
tamamen stres içinde geçmesine neden olur. Özgüveninizi
kazanın
:
Sadece
ilgimi çeken şeyleri yapacağım İnsanların söylediklerini "harfiyen" yerine getirmek zorunda değilsiniz.
Hayat
sizin! Bu
hayata
istediğiniz gibi yön vermek için de vaktiniz var. Hiçbir şey için aceleci davranmayın. Kararlarınızı sakin düşünerek alın. 3- İçimizdeki dırdırcı: Başkaları her konuda benden daha iyi Başarmak, ne kadar da güzel bir duygudur. İnsanın kendisini
mutlu
hissetmesini sağlar. Fakat özgüveni
eksik
kişiler, başardıklarıyla
mutlu
olmayı başaramazlar! Örneğin;
arkadaşınız
terfi ettiğinizi duyuyor ve sizi tebrik ediyor. Siz ise şöyle diyorsunuz, "O kadar da
önemli
bir
olay
değil.
Herkes
terfi edebilir." Özgüveninizi kazanın: Ben iyiyim İnsana özgüven
kazandıran
davranışlardan belki de en
önemlisi
, sabah kalkıp aynanın önüne geçtiğimizde kendimizden
memnun
olmamızdır. Ayrıca başkalarından aldığınız övgülere de dikkat edin. Başkaları sizden iyi değil! 4- İçimizdeki dırdırcı: Başkalarının fikirlerini de sormam gerekiyor Kendi fikirlerimiz nedense hiçbir
zaman
önemli
değildir. Sık sık "
Çevremdeki
diğer insanlar bu konuda ne der" diye düşünürüz. Başkalarının fikrini almak güzel ama bu konuda çok da fazla bağımlı olmamalısınız. Özgüveninizi kazanın: İçgüdülerim beni yarı
yolda
bırakmaz Kendi içgüdülerinize
güvenmelisiniz
. Eğer siz bir
kıyafeti
kendinize yakıştırıyor ve onu giymek istiyorsanız, giyin. Diğerlerinin ne düşüneceğini umursamayın. 5- İçimizdeki dırdırcı: Mutlaka kötü bir şey olacak Bu tamamen beynimizde kurduğumuz, saçma bir düşünce. Diğerlerine göre olumsuz olan bir şeyi yapmamız, bunun ardından mutlaka kötü bir şeyler yaşayacağımız anlamına gelmiyor.
Özgüveninizi
kazanın
: Her şey olacağına varır İyi düşünce, beraberinde her
zaman
iyi şeyler getirir. Bir şeye ’başaracağınıza inanarak’ başlıyorsanız, onun üzerinde daha fazla çaba sarf edeceğiniz için başarılı olabilme
şansınız
daha
yüksek
. Hayatta insanın karşısına her
zaman
sürprizler çıkabilir.
Önemli
olan şunu aklınıza getirmeniz: "Bu tür
durumlar
her
zaman
başıma gelebilir.
Sonuçta
bundan önce bir sürü sorunu halletmiştim. Bunu da halledebilirim." Özgüvenin temeli
çocuklukta
atılır Psikolog Elvin Aydın (Acıbadem Kozyatağı
Hastanesi
) Özgüven, kişinin çocukluğunda edindiği kendi içgüven temeliyle ilgili. Burada ebeveynin rolü
büyük
olduğu gibi, çocuğun da kendisine söylenenleri ya da
yapılan
davranışları nasıl yorumladığı
büyük
önem
taşır. Bu konuda anne ve babaların üzerinde
büyük
sorumluluk
olmasına rağmen, bazen çocuğun da kendi benliği, kendisine söylenenleri olduğundan daha olumsuz anlamasına ve kaydetmesine sebep olabilir. Böylelikle içselleştirilen yargılayıcı, sürekli eleştiren anne ve/veya
baba
,
ileride
kişinin kendisine karşı aşırı katı olmasına ve özgüveninin oluşmamasına sebep olabilir.
Yapılacak
şey, psikoterapinin
güvenli
ve yargılanmadan varolunabilen ortamında, kişiyi geçmişte yaşadıkları ve bu yaşadıklarını aslında ne şekilde yorumlamış olduğuyla yüzleştirmek. Bu şekilde bireylerin özgüveni artar ve bireyler attığı
adımı
bilen kişiler haline gelirler.
Neden özgüvensizliğimiz var? Hayatta başarılı olmak için kendimize
güven
duymamız şart. Bu bizim aynı zamanda
sosyalleşmemizin
de anahtarı. Timaş
Yayınevi
’nden çıkan "Ansiklopedik
Eğitim
ve Psikoloji Rehberi" kitabının yazarı Ömer Baldık, özgüven
eksikliğine
neden olan
durumları
sekiz bölümde incelemiş. 1- Utangaçlık: Ne
zaman
birisi bize baksa, kendimizi hemen huzursuz hissederiz. Yoğun ilgi ve
dikkat
, insanın cesaretini kırabilir. Bu da bizde "Ya başarısız olursam" gibi korkular yaratır. 2- Kendini beğenmek: Kendine güvenle, kendini beğenmek sürekli birbirine karıştırılır. Oysa ikisinin arasında
büyük
fark var.
Güven
, insanın her
durumda
kendisine inanabileceğini bilmesidir. Kendini beğenmede ise, aslında özgüvenimiz
eksik
olsa da,
çevremize
özgüveni
yüksek
biri gibi gözükürüz. 3- Başarısızlık korkusu: Her insan başarılı olmak ister. Fakat sürekli ’başaramayacağım’ gibi bir duygunun içine hapsolursak, gerçekten de hiçbir
zaman
başarılı olamayız. 4- Alaya alınma korkusu: Hepimizin başına ara
sıra
gülünç
durumlar
gelebilir. Bu,
herkesin
bizi alaya alacağı anlamına gelmez.
Önemli
olan, gülüp geçebilmektir. 5- İncitilme korkusu: İçimizde çoğu
zaman
incitilme korkusu taşırız. Fakat bu düşünceyle, özgüven duygunuzu yitirirsiniz. İnsanların sizi kırmasından korkuyorsanız, bu sorununuzun üstesinden gelmelisiniz. 6- Reddedilme korkusu: "Onunla
konuşmaktan
korkuyorum. Çünkü benimle
arkadaş
olmayabilir" tarzındaki düşünceler, bizim içe kapanık bir hal almamıza neden olur. Başarılı ilişkiler içine giremeyiz. 7- Onaylanmama korkusu: Yaptığımız şeylerin toplum tarafından onaylanmaması gibi korkular yaşayabiliriz.
Doğal
olarak bu
durum
da özgüven
eksikliğine
neden olur. 8- İstenmeyen
sonuçlarla
karşılaşma korkusu: Bu korku yüzünden birçoğumuz riskli işlere bir türlü giremeyiz. Böyle bir duygu, özgüven
eksikliği
ve psikolojik sorun yaratır. Yazar : Deniz Vargeloğlu