MASAL BiLMEYEN ÇOÇUK
MASAL BiLMEYEN ÇOÇUKÇocuk Oyunu: 5
Yazan: fevgun (Fevzi Günenç)
Bu oyunu sahnelemek isteyenlerin Fevzi Günenç ile iletişime geçmeleri gerekmektedir:
fev27@mynet.com
OYUNDAKi KiŞiLER
CEREN
ANNE
ALİS
BELMA
DILEK
ÖĞRETMEN
DEKOR: Sokak. Orta planda bir evin dış kapısı, kapının üç basamak merdiveni.
(Alis merdiyenin alt basamağına oturmuş uyuklamaktadır. Sokaktan yoğurtçu, eskici, yemişçi vb. satıcılar geçer.)
CEREN: (Evin kapısını açar, dışarıya çıkmak üzeredir, arkası sokağa dönük, Alisi görmez içeri seslenir.)
Anne! Kapımızın önünde oynayabilir miyim biraz?
ANNE:
(İçerden sesi duyulur.)
Oyna kızım. Sakın fazla uzaklaşma. Taşıtlara dikkat et!
CEREN:
Peki anneciğim. (Kapıyı kapatır, döner, Alis'i görür.) Aaaa ... Kapımızın merdivenlerinde bir çocuk! (Alis'in yanına gelir, diz çöker.) Hey, çocuk! Niçin oturuyorsun burada?
ALİS: (Uyuklamasını sürdürür.)
CEREN:
Burası bizim evimizin önü.
ALİS:
(Yanıt vermez.)
CEREN:
Uyuyor musun yoksa?
ALİS: (Gözlerini açar, CEREN' e bakar, yanıt vermez.)
CEREN:
Buradan gider misin lütfen. ALİS (Anlamaz bakar.)
BELMA: (CEREN'e seslenerek sağdan sahneye girer.)
CEREN:
Ne yapıyorsun? (Yanlarına gelir.) Ay, bu da kim? Arkadaşın değil ya ...
CEREN:
Arkadaşım değil. Onu burada buldum. Kapımızın basamakıarına oturmuş, uyuklayıp duruyor. Git, diyorum; gitmiyor.
BELMA:
Üstü başı kir içinde. Pasaklı ama sevimli de bir kız.
CEREN:
Aaaa ... Gülüyor .
BELMA:
Hey, gülen çocuk, buralara yeni mi taşındınız? Seni şimdiye kadar hiç görmemiştim.
ALİS:
Hayır.
CEREN:
Konuştu!
BELMA:
Giysilerin neden kirli?
ALİS: (Susar.)
CEREN:
Omuzlarını kaldırdı…
BELMA:
Burada niçin oturuyorsun?
ALİS:
Yoyuldum.
CEREN:
Uzaklardan mı geldin?
BELMA:
Başını sallıyor.
CEREN:
Nereye gidiyordun?
ALİS:
Annemi ayıyoyum...
BELMA:
Annen kayıp mı oldu?
ALİS: (Susar.)
CEREN:
Niçin susuyorsun?
BELMA:
Belki de annesi onu terketmiştir.
ALİS:
Annem beni teyketmez.
CEREN:
Öyleyse neden kayboldu?
ALİS: (Ağlar.)
Bilmiyoyum ...
BELMA:
Sus, ağlama canım. Bak, kocaman kızsın. Lafı ağzından cımbızla çekiyoruz. Adam gibi konuş da sana yardımcı olalım.
CEREN:
Elbette, ikimiz de sana yardımcı olabiliriz.
ALİS: Peki ...
BELMA:
Söyle bakalım şimdi, eviniz nerede?
ALİS:
Evimiz yok.
BELMA:
Eviniz yok mu?
CEREN:
Peki, geceleri nerede yatarsınız?
ALİS:
Neyeyi buluysak oyada ... En son teykediimiş biy kulübede yatıyoyduk. iki gün önce uyanınca ... Annem yoktu. (Ağlar.)
BELMA:
Ay, bunun konuşacak hôli bile yok.
CEREN:
Hasta mısın yoksa aç mısın, canım?
ALİS:
Açım...
BELMA:
Ona yiyecek bir şeyler getiremez misin Ceren?
CEREN:
Elbette getiririm. Az bekleyin. (Kapının kolunu bükerek içeri girer.)
BELMA:
İki günden beri hiçbir şey yemedin mi canım?
ALİS:
Cık ...
BELMA:
Biz seni doyururuz şimdi. Sonra da bize gideriz. Önce bir güzel banyo yaparsın. Sana benim cici giysilerimi giydiririm. Anneni de ararız oldu mu?
ALİS:
Hı hı ... (Yeniden kapıyı açarak içeriye girer, az sonra yiyeceklerle döner.)
CEREN: işte yiyecekler. Bu peynir, bu salam, bu da yumuşacık tost ekmeği ... Birazcık da kek var.
BELMA:
Ay, canım ... Nasıl da acıkmış. Şunun yiyeceklere saldırışına bak hele!
CEREN:
Nerdeyse çiğnemeden yutacak. Dur ona gazoz da getireyim. Yedikleri boğazına takılmasın. (Üçüncü kez içeriye koştiırur, içerden annesiyle yaptığı konuşma duyulur.)
ANNE (içerden seslenir.)
Ne oluyor?
CEREN:
Ne koşturup duruyorsun?
CEREN: (Uzaktan)
Hiç anne ... Misafircilik oynuyoruz. Arkadaşlara yemek şöleni veriyorum.
ANNE (İçerden) Abur cuburla midenizi bozmayın sakın!
CEREN:
Olur anne ... (Elinde bir gazoz şişesi ile geri döner.)
CEREN:
İşte gazoz da geldi.
BELMA:
Haydi tatlım şu gazozdan da iç biraz. Yiyecekleri daha kolay yutarsın.
ALİS:
Bu ne?
CEREN:
Gazoz...
ALİS:
Şekerli su bu.
BELMA:
İç, iç... Tadı iyidir.
ALİS: Şekeyli su içmem ben.
CEREN:
İç canım, şekerli su değil, gazoz bu.
ALİS:
Yok, ben musluk suyu içeyim.
BELMA:
Tadına bak seveceksin.
CEREN:
Beğenmezsen musluk suyu getiririm.
ALİS:
(Bir yudum içer.) Üüüü ... Acı. ..
BELMA:
Az daha iç hele...
ALİS: (İçer)
BELMA:
Acı mı?
ALİS:
Tatlı...