Gar
(Eski bir tren garı binası, binanın içinde saman balyaları, civarda eşelenmekte olan tavuklar, binanın önünde ise uzun tahta bir bank. Garın ismi Atmosfer Dışı dır…)Tahta bankta yatan hırpani görünümlü bir adam, yerde birkaç boş şarap şişesi
Sırtında çanta bulunan genç bir adam sahneye girer, ayyaşın yanına yaklaşır dürter ancak adamı kaldırmak mümkün olmaz.
Adam: Afedersiniz, çok yorgunum müsaade ederseniz oturmak istiyorum.
Ayyaş: Git başımdan uyku bozan
Adam: Anlamadım
Ayyaş: Şarap festivalinde, en iyi şarap yarışmasının baş jürisi olduğum bir rüyayı bölmeye çalışan biri ancak uyku bozandır. Tıpkı oyunbozan gibi anladın mı?
Adam: Anlamadım
Ayyaş: Burada kafası iyi olan sen misin? Yoksa ben miyim? Tamam tamam cevaplama yeni bir anlamadım fırtınası yaşamak istemiyorum.
Ayyaş tahta banktan kalkar ve içeriye gider, yüzü ıslak ve saçları daha da dağınık bir şekilde geri döner.
Ayyaş: Hoş geldin yabancı seni Atmosfer Dışı’na atan sebep nedir?
Adam: Yakınlarda yapılan bir kazıya katılmıştım, ancak gelen bir telefon yüzünden acilen şehre dönmem gerekti.
Ayyaş: İyi de burada ne arıyorsun?
Adam: Burası tren garı değil mi?
Ayyaş samanlıktan parça kopararak adama doğru gösterir.
Ayyaş: O senin dediğin buraya 8 şeritli otoban yapılmadan önceydi. Seçim yatırımı dediler, hizmet dediler yaptılar yolu, şimdi yamadan kullanılmaz halde. Oysaki tren kalsaydı öyle mi olurdu. Şimdi ineklerin geldiği bir samanlık burası, ha sakın üzerine alınayım deme.
Adam: Benim acilen şehre dönmem lazım.
Ayyaş: Otoban yürüyüş mesafesinde, yani eğer uzun yol maratoncusuysan.
Adam: Ama bu çok saçma, nasıl olur da işleyen bir demir yolu kapatılır.
Ayyaş: Aklın yolu bir bende aynısını söyledim. Ama dinlemediler.
Adam banktan kalkar ve sahneden çıkar, ayyaş yerdeki şişeleri kontrol eder. Boş olduklarını görünce söylenip yeniden yatar.
Işıklar söner. Bir süre sonra az önceki adamın çığlıkları duyulur. Ardından üstü başı yırtılmış bir biçimde sahneye geri döner.
Adam: İmdat yardım et bana. Kurt adamların saldırısına uğradım. Bana civarda kurt adam olduğunu söylememiştin.
Ayyaş: Hiç sormadın ki…
Adam: Sen benimle dalga mı geçiyorsun?
Ayyaş: Tarzım değildir.
Adam: Ya buraya da gelirlerse? Garın etrafını çevrelemişler.
Ayyaş: Merak etme buraya gelemezler. Fizik kanunları buna müsaade etmez.
Adam: Ne demek istiyorsun?
Ayyaş: ( Garın tabelasını göstererek) Baksana Atmosfer Dışında hayat yoktur.
Adam: Nasıl yani sırf tabela yüzünden buraya gelmiyorlar mı?
Ayyaş: Eh gümüş kurşunlarla dolu silahımın da etkisi olabilir.
Adam: Beni göz göre göre ölüme gönderdin. Sen nasıl bir insansın.
Adam ayyaşın üzerine yürür. Onu öldürmek istemektedir. Bu sırada içinde ekmek olan bir Pazar filesiyle ufak bir kız çocuğu girer sahneye
Kız: Kapanları kontrol ettim, sabaha kadar bizi rahatsız edemezler. Bu da kim?
Ayyaş: Tanrı misafiri diye aldım ama Azrail çıktı.
Adam: Büyük baban beni öldürmeye çalıştı.
Kız: O benim kiracım, bu garın sahibi benim.
Adam: Bu koskoca binanın sahibi sen misin? Ama bu nasıl olur?
Kız: Burasını babamla birlikte yaptık, trenlerin hepsi de bana hediyesiydi. Ama onları elimden aldılar. Bana da burası kaldı. Yaşlı adam da içecek karşılığı kurtları avlıyor. Kendisi çok iyi bir avcıdır.
Ayyaş: Teşekkür ederim, ancak hepsi geçmişte kaldı. ( adama bakarak) Kırmızı başlıklı kızın masalını bilir misin? ( cevabı beklemeden) işte ben oradaki avcıyım.
Adam: Onun bir masal olduğunu sanıyordum.
Ayyaş: Gördün mü küçük kız bir tane daha.
Kız: Yetişkinlerin hepsi böyle.
Bu sırada uzaklardan kurt ulumaları duyulur
Adam: Çok yakındalar.
Kız: Seni yaralamışlar, niye söylemiyorsun. Yaralarını sarmak için bez getireyim.
Kız binanın içine girer
Adam: Tüm bunlar neyin nesi?
Ayyaş: Atmosferin Dışı’ndasın gayet normal.
Bir anda sahne mavi bir ışıkla aydınlanır. Sonra uzay gemisinin fırlatılma anında yapılan geri sayım duyulur. Ardından uzay mekiğinin fırlatılma sesi. Ayyaş ve adam binanın içine kaçarlar.
Sahneye başlarında fanuslar bulunan bir adam ve bir kadın girer. Üzerlerinde de astronot kıyafetlerine benzer kıyafetler bulunmaktadır. Astronotlar biri tabelayı işaret ederek parmağıyla onaylama işareti yaparlar.
Bu sırada içeriye kaçmış olan Ayyaş ve Adam sahneye geri dönerler.
Ayyaş: Welcome, Wilcommen, Konichiva, Bienvenü
Adam: Ne diyorsun sen?
Ayyaş: Konuklarımızı karşılıyorum. Pek sık gelmezler, iyi ağırlamak lazım.
Adam: Ama bunlar astronot gibi giyinmişler.
Ayyaş: EEE Atmosfer Dışı’na çıkmak için korunaklı kıyafetler giymek gerekir, insan bedeni dayanıksızdır.
Astronotlardan biri kafasındaki fanusu çıkarır.