Denizcilik Terimleri
ABAŞOAlt ve aşağı [Abaşo Gabya yelkeni]
ABLİ
Seren ve bumba cundalarından aşağı iki tarafa inen halatlar
ABORDA
Bir teknenin diğerine veya bir iskeleye yanaşması
ABOSA
Bosaya vur manasında kullanılan bir terim. Hisa edilmekte olan bir halatın veya vira edilmekte olan bir zincirin kısa bir müddet tutulması için bosaya vurulması.
ABRAMAK
Kontrol altına almak, komutası altında tutmak, üstünden gelmek
AÇIKTA EYLENMEK
Bir teknenin sahilden veya iskeleden yada limandan açıkta beklemesi
ADMİRALTİ DEMİRİ
Çiposu kollarına dik ve hareketli eski sistem bir demir cinsi.
AGANTA
Hisa veya laçka edilmekte olan halat veya vira veya ayboci edilmekte olan zincirin kısa bir müddet sonra tekrar bırakılmak üzere tutulması için verilen komuttur.
AĞIZ KUŞAĞI
Armuz kaplamanın en üst sırası [bindirme kaplamanın da]
ALABANDA
Bordanın iç kısmı veya dümenin 35° ye kadar basılması
ALABURA
Altüst olma, teknenin ters çevrilmesi
ALAMA KÜREK
Hep birlikte kürek çekerken çekmeyi durdurmak için verilen komut
ALAMATRA
Karadeniz'de imal edilen balıkçı teknesi.
ALARGA
Açıkta demektir. [Alargada bekle, alarga dur][İtalyanca largo]
Alargaya çıkmak, [açığa çıkmak]
ALAY SANCAĞI
İşaret sancakları ile donatılmaya, alay sancaklarının çekilmesi denir.
ALBERABER
Hep birlikte kürek çekmek için verilen komuta
ALESTA
Hazır olmak, hazır olarak apikoda beklemek
Alesta tramola [Tramola etmeye hazır ol]
ALTABAŞO
Bir yelkenin alt yakası, alt ve aşağı anlamında da kullanılır.
AMORA YAKASI
Dört köşe bir yelkenin alt ve ön tarafındaki yaka[Karula yakası]
ANA GÜVERTE
Geminin veya teknenin üzerinde yürünen en üstteki güvertesi
ANA OMURGA
Gemilerin en üst kısmında, kasara güvertelerin altında bulunan ve geminin başından kıçına kadar uzanan güverte.
ANELE
Hareketli demir halka
ANELE BAĞI
Aneleye yapılan bir çeşit bağ
APAZLAMA
Kemere istikametinden gelen rüzgar [Yelken seyri]
APİKO
Demirin vira edilişinde deniz dibinden kurtulup dimdik durduğu vaziyet.
ARYA
Yelkenin, sancağın veya çubukların aşağıya indirilmesi
[Arya sancak, arya kürek]
ARMA
Sabit donanım [Direkçarmıhları, istralyalar]
ARMUZ
Güverte ve borda kaplama tahtalarının arasındaki çizgi
[Armuztutmak, armuz kaplama]
ASKI MAPASI
Bir demir kaldırmak için bedenine konmuş olan mapa
AŞIRTMA PRAÇERA YELKEN
Kavançalı seren yelkeni
AŞOZ
Kaplama tahtaları için omurga ve bodoslamalar açılan oyuklar.
AVARA
Gemi, bot veya tekninin yanaşık olduğu yerden ayrılması
[Avara etmek]
AYBOCİ
Zincirin ırgat çalıştırılarak aşağı alınması, indirilmesi
AYI BACAĞI
Yelkenlerin farklı kontralarda açılması[Pupa seyir]
AYNALIK
Kıç bodoslama üzerine konan ve dümen iğneciğinin üzerine konduğu tahta levha [Ayna kıçlı tekneler]
AYNALIK TAHTASI
Bir teknede kıç taraftaki havuzda otururken arkaya dayanmak için konulmuş olan tathta levha
__________________________________________________ ______________________________________________
BABA
Halat volta etmek için ağaç veya metalden yapılmış silindirik biçimde güverte veya rıhtıma bağlanmış bir eleman
BABAFİNGO
Yelkenli bir teknede eğer direk üç kısımdan ibaret ise; en üstteki parça.
[İtalyanca: pappafico][Örnek: okul gemileri]
BADARNA ETMEK
Bir halatın aşınmaması için üstünün halat veya koruyucu bir malzeme ile sarılması
BAKLA
Zincirin bir halkası
BALON-USTURMAÇA
Halattan, hasırdan veya sentetik malzemeden yapılmış, içi doldurulmuş veya şişirilmiş bir usturmaça çeşidi
BANDRA
Milliyeti gösteren sancak
BARBARİŞKA
Tututlmakta olan bir halatın kaymaması için yapılan bir bağ çeşidi
BASTİNA
Palangalarda kullanılan bir nevi dilli makara
[Karnıyarık bastika]
BASTON
Ana cıvadranın üzerinde ileriye doğru uzatılmış çubuk
BAŞ
Bir teknenin ön ve ileri kısmı
BAŞ BODOSLAMA
Omurganın baş tarafından teknenin başını meydana getirmek için yukarı istikamete doğru konulan ağaç parçası
BAŞ KASARA
Genellikle gemilerdeki baş tarftaki yüksek kısım
BAŞ OMUZLUK
Kemere ile baş bodoslama arasındaki yuvarlak kısım
BAŞ PARİMA
Bir botun baş üzerindeki analeye bağlanmış kısa halatı
BAŞLI
Baştarafın kıça nazaran daha batık olması
BAŞTANKARA ETMEK
Tekneyi bir sahile beya kumsala baş taraftan oturtmak veya yanaştırmak
BAŞÜSTÜ
Bir botun baştarafında oturabilecek ve ayakta durulabilecek platform
BERMUDA ARMA
Uzun bir direk üzerine yelken açmak için düşünülmüş arma tipi
[Marconi arma] Bu tip armada yelken sereni yok ancak bumbası vardır.
BİNDİRME KAPLAMA
Armuz kaplamanın biribir üzerine konularak yapılma şekli
[Bama tiriz]
BİTA
Gemi veya yelkenli gemilerde halatların veya yelkenlerin iskotalarını volta etmek üzere güverte üzerine konulmuş küçük babalar. Genel olarak kurt ağızlarının gerisinde bulunur. Bitaların üst kısımları halatların kayarak çıkmalarını önlemek maksadıyla alt taraflarına nazaran daha geniş olur.
BOCURUM
Yelkenli teknelerde kıç bodoslama / kıç aynalık üzerinde bulunan direğe çekilen yelken
BORDA
Su kesiminden yukarıda kalan kısım
BORDA FENERİ
Sancakta yeşil, iskelede kırmızı olarak yakılan 112,5 açılı fener
BORDA İSKELESİ
Bir tekneye girip çıkmak için inip kalkabilen ve içeriye alabura olabilen bir merdiven tipi [Pasarella]
BOSA
Demir loçaya oturduktan veya zincire yeteri kadar kaloma verildikten sonra zincir veya demirin ağırlığını ırgat üzerinden kaldırmak için güverte üzerindeki mapalara kilitlenmiş uçları maça kilitli kısa zincir.
BOŞ ALAMAK
Gevşek bir halatı germek için fazlasını çekmek
BOŞ VERMEK
Halatı kaçırmak
BRANDA
Eskiden yelken yapılan bir cins kumaş yada kumaştan yapılan ve gemicilerin hamak olarak kullandıkları yatak.
BUMBA
Yan yelkenlerin alt yakalarını germek için kullanılan bir cins seren.Yük gemilerinde yük aktarmak için ucuna palanga takılan seren
BURGATA
Halat ve zincir ebadını ölçmek için kullanılan bir ölçü
BÜKÜN
Halatın veya bir yomanın sağa veya sola doğru kollarının bükülmesi
__________________________________________________ ______________________________________________
CAMADAN
Camadan vurmak. Yelken alanının küçültülmesi
CAMADAN BAĞI
Bu küçültmeyi yapmada kullanılan bir bağ çeşidi
CAMADAN KAMÇISI
Yelkenleri camadana vurmak gerektiğinde, camadana vurulacak camadan astarı hizasında ve yelkenlerin gradin yakası üzerindeki morize patalarının serenin cundasına alınan ve yelkenin kaldırılması suretiyle bağlanan ucu çelikli halatlar.
CANKURTARAN SİMİDİ
Denize düşenleri kurtarmak için çok hafif ve yüzer maddeden yapılmış, yuvarlak simit biçiminde ve bir salvoya bağlı aygıt.
CEVİZ
Halatların ucuna tutabilmek için veya süs olarak yapılan bir cins düğüm şeklindeki işleme
CIVADRA
Teknenin baş tarafında dışarıya doğru eğik olarak uzanan sabit seren, genellikle yelkenli teknelerde flokları açmak için kullanılır.
CUNDA
Uç demektir. Direk cundası, seren cundası, bumba cundası. Cunda yakası: yelkenin seren yakalarına gelen uçlarına denir.
__________________________________________________ ______________________________________________
ÇALIM
Geminin baş ile kıçı arasında inik meyil veya kıç tarafta su kesiminin altındaki dar kesim.
ÇAMÇAK
Teknede biriken suyu toplamak için tahtadan yapılmış bir cins kepçe
ÇARMIK
Direklerin her iki bordasına bağlanabilmesi için gerilmiş tel halatlar.
ÇENE
Omurga ile bodoslamamın birleştiği köşe
ÇIMA
Halat, elincesi veya yomaların uç kısmı
ÇIMARİVA
Personelin tekne boyunca yanyana selamlama için dizilmesi
ÇİPO
Özellikle admiralti demirinde bedenin üst kısmından anelesinin altında geçen kollara dik olarak bağlanmış hareketli veya sabit ağaç veya metal kollar.
ÇÖRDEK YAKASI
Seren yakalarının geriye bakan kısımları, üç köşe yelkenlerdeki en üstteki pik yakası
ÇUBUK
Ana direklerin üzerine konulan ekleme direkler
__________________________________________________ _____________________________________________
DABILBATIM
Gemilerin karinası yırtıldığında teknenin su almaması için postaların iç tarafına ikinci bir kaplama konur ki, bu iki kaplama arasındaki double-bottom denir. Bu bölüm safra ve yakıt deposu olarak da kullanılır.
DENİZ DEMİRİ
Denizde ve rüzgarda hareketsiz kalan teknenin dalgalara borda vermemesi için baştan veya kıçtan denize attıkları koni şeklindeki branda torba.
DESTE ETMEK
Halatın veya zincirin iyice gerilmesi
DİNGİ
Tek çifte kürekle hareket eden 9 kadem boyundaki tekne. Dingi yerine patalya terimi kullanılır.
DİREK FİSTANI
Suların içeriye girmemesi için direğin güverteden geçtiği ıskaçanın etrafına su geçirmez şekilde konulan tahta çember.
DOBLİN
Bir halatın iki çıması arasındaki sarkık kısım
DOBLİN ALMAK
[Vermek, Tutmak] Bir halatın iki çımasının gemide kalmak üzere bordadaki veya sahildeki bir babaya iki, üç kez sarılması
DÖKÜNTÜ
Deniz yüzeyine yakın kayalık kümeler
DÖŞEKLİ
Altı düz olan tekne
DİRİSA ETMEK
Yön değiştirmek, rüzgarın dirisa etmesi, bumbayı dirisa etmek
DÜMEN
Gemiyi istenilen yöne çevirmek için saç veya tahtadan yapılmış olup kıç tarafa monte edilen yelpaze şeklindeki bir parça
DÜMEN BAŞLIĞI
Yeke evini kuşatmak - kuvvetlendirmek için dümen şaftının etrafına geçirilen maden başlık [=dümen tası]
DÜMEN BODOSLAMASI
Kıç bodoslama
DÜMEN BOĞAZI
Dümen yelpazesinden yukarıda kalan kısım
DÜMEN DOLABI
Dümen yekesine bağlı mekanizmasını çevirebilmek için yapılmış olan aygıt.
DÜMEN DONANIMI
Dümen yekesi ile dümen dolabı arasında kalan tel halat mekanizma, uskurlu şaft ve kolar ile bunların geçtikleri makaralı sistemin tümüne verilen isim
DÜMEN YELPAZESİ
Dümenlerin, dümen boğazlarından aşağıda olan yassı kısımları.
DÜMEN ZAVİYESİ
Dümen yelpaze sathının omurga ile yapmış olduğu açı
DÜMENCİ PUSULASI
Dümen dolabının hemen önüne konulmuş olan mıknatisi pusula
__________________________________________________ ______________________________________________
EĞLENMEK
Bir teknenin stop ederek veya çok ağır yol ile gideceği yere varması
EL DONANIMI
Mekanik olan ırgat gibi aygıtların el ile çalışabilmesi için yapılmış olan donanım
EL DÜMENİ
Kol gücü ile bir taraftan diğer tarafa basılan dümen
EL İNCESİ
Bir tekneden diğerine veya sahile atılan ucunda kurşun bir ağırlığın ceviz ile kaplı olduğu ve sonuçta bir halatın bağlanarak gönderildiği, parekete savlosu gibi incecik bir halat
EL İSKANDİLİ
Elektrikli iskandil olmayan teknelerde,derinlik ölçmek için çımasına 5 kg lık bir kurşun asılmış ve üzerine kulaç taksimatı yapılmış olan savlo
__________________________________________________ ______________________________________________
FAÇA
Seren yelkenlerin bir taraftan prasya olduğu halde kapatılması
FAÇUNA ETMEK
Halatların fazla sürtünmeye maruz olan kısımlarının yıpranmalarını önlemek için bu kısımlar üzerine gırcıla veya mürnel sararak halatı korumaya denir.
FALAKA
Herhangi bir dikmeyi, sereni veya mataforayı istenilen durumda bulundurmak ve sağa sola dönmesine mani olmak için yapılan donanım.
FARŞ TAHTALARI
Ağaç bir teknenin sintine üzerindeki aralıklı tahtaları
FİLİKA
Savaş gemilerindeki kürekli veya yelkinli tekneler
FIRDÖNDÜ
Zincirin gamba almaması için aralara konan bir eksene bağlı olarak dönen iki yarım bakladan oluşan kilit
FİRENGİ
Güvertedeki suyun denize akıtılabilmesi için yalı kütükleri üzerinden bordaya açılan oluklu delikler
FLADOR
Çarmıhların gerilmesi için kullanılan sistem
FLAMA
Üç köşeli sancak
FLASA
Halatı meydana getiren incecik ipler
FLOK
Baş taraf çekilen üç köşe yelken
FORA ETMEK
Bir yere bağlanmış olan halatın oradan çıkartılması
[Sivil denizcilikte: MOLA]
FRİŞKA
Bütün yelkenleri camadan vurmaksızın kullanılabilcek dercedeki sert rüzgar
FUNDO (FUNDA)
Demirlemek için verilen komut
__________________________________________________ ______________________________________________
GABYA
Ana direk ile babafingo çubuğu arasındakı çubuk veya yelken
GAGA
Demirin iki ucundaki tırnakların en uç kısmı
GAMBA ALAMAK
Halatın veya zincirin kendi etrafında dönmesi veya burulması
GENOVA
Flok yerine çekilen çok daha büyük flok
GERDEL
Gemi ve teknelerde kullanılan tahta kova
GİZ
Kıç direkteki kısa seren
GOMİNA
Mil uzunluğun 1/10 = 185 metre
GÖNDER
İnce düz ve uzunca olarak çekilmiş çubuklar. [Sancak gönderi, filika kanca gönderi, cıvadra gönderi]
GÖZ DEMİRİ
Bir gemide kullanılan ana demirler
GRADİN YAKASI
Bir yelkenin yan kenarları
GRANDİ DİREĞİ
Birden fazla direkli gemilerdeki en yüksek direk
GULET
Brig'ten küçük iki direkli hafif armalı pruvası kabasorta armalı, praçılaya benzer uskuna
GURCATA
Ana direk üzerindeki çubuğun armasını yapmak ve üzerlerine çanaklık kurmak için mauna kollarının üstüne ve omurgaya aykırı konulan ağaç kütükler.
GÜVERTE
Gemilerde ve teknelerde baştan kıça kadar döşenmiş tahta veya madeni platform döşeme
GÜVERTE KAPLAMASI
Güvertenin kaplanması için kullanılan malzeme
GÜVERTE HATTI
Güvertenin bordadaki izdüşümü
__________________________________________________ ______________________________________________
HALAT
Bitkisel sentetik veya çelikten yapılmış ve bükümlenerek çeşitli kollarda biribirlerine sarılmış, bükülmeye ve çekmeye uygun urgan
HALAT BOSA
Demir atıldıktan sonra demirin ağırlığını ırgat üzerinden almak için çımaları güvertedeki mapalar bağlı diğer uçlarında ceviz bulunan kısa halatlar.
HAMLA
Kürek çekilirken küreğin bir periyot içindeki mesafesi [Hamle]
HAMLACI
Kürekli teknelerde serdümene en yakın kürekçi
HAVUZLUK
Yelkenli veya kürekli bir teknede kıç tarafta topluca oturulacak yer.
HIRÇA MAPASI
Zincirin zincirlikteki çımasının omurgaya bağlandığı kilit
HİSA ETMEK
Bir şeyi yukarı kaldırmak. [Hisa sancak, hisa kürek]
__________________________________________________ ______________________________________________
IRGAT
Demir almada, halatları dolayıp gemiyi yanaştırmada veya karaya çekmede kullanılan, hidrolik, elektirikli, istimli veya insan kuvvetiyle çalıştırılan yatay veya dikey mekanizma [Yatay ve manivela kuvvetiyle çalıştırılanlar = bocurgat]
ISKAÇA
Direk ve cıvadraların alt başların alt başlarındaki topukların yerine oturması için açılmış olan yuva
ISKANCA
Değiştirmek [nöbet, vardıya, kürek]
ISKARMOZ
Kürekli teknelerde küreğin bağlanması veya oturması için ay veya çelik şeklindeki lumbar ıskarmoz denilen aygıtlar
ISKOTA
Yelkenlerin iskota yakalarını kullanmak, yelkeni rüzgar ile doldurmak için halat - palanga donanımı
ISKOTA YAKASI
Kabasorta yelkenlerde altyakalar; randa, pik veya floklarda alt geri köşe
__________________________________________________ ______________________________________________
İÇ OMURGA
Postaları [bir ahşap teknede] omurgaya daha sıkı bağlamak için baştan kıça kadar uzanan ikinci bir omurga
İĞNECİK
Dümenin kıç bodoslamaya bağlanabilmesi için, erkek ve dişi olarak konmuş olan menteşe
İSKANDİL
Denizin derinliğini ölçmek
İSKANDİL KURŞUNU
İskandil salvolarının bağlandığı ağır kurşun - ağırlık
İSKANDİL SALVOSU
İskandil kurşunlarının bağlandığı işaretli salvo
İSKARÇA
Bir liman veya koy içindeki kalabalık tekne gurubu, karışık olarak demirlemiş olan tekneler topluluğu
İSKELE
Teknenin sol yarısı veya gemiye girip çıkmak için kullanılan sürme veya inip kalkan merdiven
İSKELE TAVASI
İskelelerin alt ve üstünde girip çıkmada ilk basılan platform
İSPAVLO
Katrasız kendirden yapılmış iki kollu sicim [kırnap]
İSTİNGA
Yelkenleri toplamak için kullanılan selviçe [Hareketli donanım]
İSTİNGA ETMEK
Yelkenleri toplamak
İSTRALYA
Direk ve çubukların cundalarında baş ve kıça doğru inen sabit arma, veya teknelerin postalarını baştan kıça kadar birbirlerine bağlayan kuşak
İŞKAMPAVYA
Harp gemilerinde personel taşımakta kullanılan motorlu büyük filika
__________________________________________________ ______________________________________________
KABASORTA ARMA
Serenleri direklere dik ve kemere istikametinde olan dört köşe yelkenli arma
KALASTRA
Kuntra güvertelerin üzerine alınan filikaların oturtuldukları ağaç veya metal kürsü
KALOMA
Demir üzerinde bulunan teknelerin denizde bulunan zincir mesafesi. Boşluk ve rahatlık, tolerans, ölçülü
KALOMA ETMEK
Zincir gerektiğinde daha fazla salmak, [Kaloma vermek]
KANA RAKAMLARI
Gemilerin çektikleri su derinliğini göstermek için baş ve kıç dikmeler hizasına sancak ve iskele taraflara desimetre veya feet cinsinden çizilmiş rakamlar. [Romen ve italik]
KANDİLİSA
Yelkenleri yukarı kaldırmak için kullanılan halat.
KAPELE MUŞAMBA
Pusla, dümen dolabı, kaporta, vinç gibi kısımların yağmur ve güneşten korunması için yelken brandasından yapılmış kılıfların geçirilmesi için verilen emir.
KAPLAMA
Postaların üzerine boyuna kaplanan saç veya tahtalar.
KAPORTA
Gemi veya tekne içindeki kapılara ve güverteden aşağı iniş ve çıkış merdivenlerinin üzerindeki kapalı yerlere denir.
KARANFİL
Üzerine birşey bağlamak veya asmak için iki yer arasına girilen halat. Matafora cundaları arasına girilen ve üzerine can halatlarının bağlandığı halat.
KARAVELE KAPLAMA
İçi kutrani dışı armuz kaplama olan bir kaplama şekli.
KARİNA
Bir teknenin su altında kalan ıslak kısmı (dış kısmı).
KARULA YAKASI
Bir yan yelkenin direğe yakın alt yakası (köşesi).
KASA
Halatların çımalarına açılmayacak şekilde yuvarlak şekilde yapılan ve dikişle emniyete alınan yuvarlak büyük halkalar.
KASARA
Teknelerin baş orta ve kıç kısımlarında güverteden daha yüksek olan güvertelere veya kısımlara denir.
KASTANYOLA
Demir zinciri akarken durdurabilmek için ırgat etrafına konan demir veya çelik şerit çember (bir çeşit fren balatası).
KAVANCA
Herhangi bir şeyi bir taraftan diğer tarafa geçirmek veya aşırmak ya da bir yerden diğer bir yere aktarmak.
KEMERE
Güveretenin döşenebilmesi için posta uçlarını birleştiren enine (omurgaya dik) konan kısımlardır. (yarım olanına ÖKSÜZ KEMERE denir).
KERTE
Bir dairenin 32'de biridir. (11 derece 15 dakika).
KERTERİZ
Herhangi bir maddenin bir tekneden olan yönünü mıknatisi veya cayro puslaile tayin etmek veya ölçmek.
KERYE
İki haltı birleştirmek için veya halatın çımasına geçici kasa yapmak için [sadece madeni halatta] kullanılan cıvatalı mengene
KIBLE
Güney
KIÇ
Teknenin geri tarafı
KIÇ BODOSLAMA
Omurgadan kıç taraf kaldırılan dik kısım [Ağaç veya maden]
KIÇ GÖNDERİ
Kıç tarafta sancak çekilmesi için dikilmiş olan gönder.
KİLİT
12,5/15 kulaç zincir uzunluğu veya iki kilit zinciri birbirine bağlayan bir tarafı değirmi diğer tarafı harbili bir cins zincir baklası.
KİNİSTİN VALFI
Gerektiğinde bir tekneye denizden su almak için su kesiminden aşağıya konmuş ve gerektiğinde uzaktan açılıp kapatılabilecek valf.
KOÇ BOYNUZU
Baş ve kıç omuzluklar ile mataforaların üzerinde bulunan ve halat volta etmek için kullanılan boynuz şeklinde iki kulaklı madenler.
KOL
Flasaların bir tarafa bükülmeisi sonucu halatta elde edilen elemanlar. Flasa gibi bütün halat boyundadırlar.
KOLTUK HALATI
Gemilerin baş ve kıç tarafından shile verdikleri halatlar. Kısa olarak koltuk denir.
KONTRA MİZANA DİREĞİ
Mizana direğinin gerisindeki direk
KONTRA OMURGA
Ana omurganın aşınmaması için altına konan şerit halindeki parça.
KONTRA TAVLON GÜVERTE
Eski harp gemilerine ait bir güverte katı
KONTRATA MİZANA DİREĞİ
Kontra mizanadan sonraki kıç direk
KÖRKAPAK
Lumbuzları içerden kapayan demir kapak
KUNTRA
İskota yakasına bağlanan iki inceden birisi iskota olarak kullanıldığında diğeri kuntra olur. Kontra kontr kelimesinden gelme olup, karşı-zıt-yedek anlamında kullanılır.Kuntra omurga, bodoslama-grandi-güverte gibi Kuntra flok-kuntra mizana ve benzeri.
KURT AĞAZI
İçinde halat geçmesi için güverte üzerinde baş ve kıç omuzluklarına monte edilen demir yastıklar.
KUTRANİ KAPLAMA
Ahşap diagonal (çapraz) kaplama
KÜPEŞTE
Güverte üstündeki borda kaplaması.
KÜREK LUMBARI
Askeri filikalarda iskarmoz yerine küreklerin oturtuldukları oyuk yerler (küpeştede takazlık tahtasında).
__________________________________________________ ______________________________________________
LAÇKA
Boşver, boşalt, boşalmış gevşemiş anlamında.
LALE HALATI
Dümenlerin denizli havalarda düşüp kaybolmaması için dümen yelpazesinden geçip teknenin kıçına bağlanan bir ince savlo.
LARMO
Flokların açıldığı istralya. ( Bazen flok larmosuda denilir).
LAVA ETMEK
Boş al ve ger anlamında bir emir. (Boşunu al)
LAVRA DELİĞİ
Bir teknenin içindeki suyu askıya alıp boşaltmak için açılmış delik. (Genellikle kıç tarafta havuzluğun altındaki kruzlu yerde).
LİF
Nebati halatın yapıldığı malzemenin en ince parçası
LİGA CAMADAN
Yelkeni küçült, camadana vur demektir.
LİMBO
Bir şeyin bir taraftan diğer tarfa aktarılması. (Marmara etmek sadece sıvı içindir.)
LİVAR
Balıkçı teknesinde balıkların taze kalması için alt tarafı denizle ilgili tahta havuz.
LOÇA
Demir zincirinin akması için açılmış deliklere geçirilmiş madeni oluk.
LOKMA
Zincirin baklalarının ortasına takviye için konmuş parça.
LUMBARA AĞIZI
Gemilerin sancak ve iskele taraflarında bulunan borda iskelelerinin üst tavanlarının bulunduğu yer hizasındaki güverte kısmı. Gemilere giriş ve çıkış yerini belirten lumbar ağzı terimi kara birliklerince de benimsenmis ve birlik ve kurumların giriş ve çıkıs kapılarına da lumbar ağzı denilmiştir. Lumbar ağızlarından sancak tarafta olanı binbaşı ve daha yüksek rütbedeki subaylarla sancak subayları ve Amiraller tarafından iskele taraftaki lumbar ağzı ise Binbaşı rütbesine kadar olan subaylarla astsubaylar ve erler tarafindan kullanılır.
LUMBUZ
Gemilerin iç kısımlarını
aydınlatmak için bordalara ve güvertelere açılmış olan yuvarlak delikler.
Lumbuz terimi bu deliklerin etrafına oturacak şekilde pirinçten yapılmış
içeriye doğru açılması sağlanan cam kapağı ve iç taraftan cam
kapağı kapatan ve madenden yapılmış kör kapakların tümünü ifade
eder.
__________________________________________________ ______________________________________________
MANİKA
Bir teknenin alt kısımlarına güverteden aşağıya doğru havalandırma için konulan geniş boru.
MAPA
Sabit halka.
MARTİN DEMİRİ
Çipo ve kolları aynı düzeyde ve kolları da beden etrafında dönebilen bir sistemdeki demirdir.
MASTALYA
Tahta leğen.
MASTORİ POSTASI
Bir teknedeki en geniş posta.
MATAFORA
Teknelerde veya sahilde filika veya botların asılabilmesi için uçlarında palanga bulunan aygıt.
MATAFYON
Yelken ve tentelerin delik açıldığında yırtılmaması için delik etrafının takviye edildiğialeminyum veya halat yassı halka.
MAYNA ETMEK
Aşağı indirmek (ağır ağır).
MEME
Demir kollarının demir bedenine birleştiği noktanın alt kısmı.
MEZESTRE
Yarıya kadar indirmek.
MİL [Deniz mili]
Denizdeki uzunluk ölçüsü. (6080 feet = 1852 mt)
MİZANA DİREĞİ
3 direkli bir yelkenli gemide en kıçtaki direktir.
__________________________________________________ ______________________________________________
NETA
Muntazam, düzgün, tertipli veya emniyetli anlamına gelir.
NEVCET
Hamak sarılan incelere denir.
OMURGA
Bir teknenin postalarının üzerine oturtulup bağlandığı ve baştan kıça kadar devam ettiği ağaç/madeni parçalardır. Genellikle küçük teknelerde yekpare olur.
OMUZLUK
Teknenin baş ve kıç tarafındaki 45 derecelik açı civarındaki istikamet.
ORSA
Yelkenleri elden geldiği kadar rüzgarın estiği tarafa yaklaştırarak seyretmek. (Orsasına seyir)
ORSA YAKASI : Bir yelkenin direk tarafındaki veya rüzgar üstü tarafındaki yakasıdır.
ORSA ALABANDA EĞLENMEK
Rüzgarı bordaya alarak, yelkenleri birbirinin aksine alıp tekneyi yolundan alakoyup vakit geçirmektir.
ORSA ALABANDA TRAMOLA
Teknenin başını rüzgara alıp bir kuntradan diğer kuntraya geçmektir.
ORSA HALİNDE
Bir teknenin mümkün olduğu kadar rüzgarın estiği cihete yakın seyredişi.
ORSA PUPA ÇEMBERİ
Bumbanın cundasına yakın ve iki tarafında da mapa bulunan madeni çember.
ORSADA KAZANMAK
Bir teknenin orsa seyrinde az düşme yapıp istediği tarafa gidişte kazanması.
ORSAYA KAÇMAK
Bir yelkenli teknenin devamlı olarak baş tutamayıp rüzgar üstüne kaçmasıdır.
ÖKSÜZ KEMERE
Ambar ağızları ve güverteler üzerine açılmış kaportalar dolayısı ile alabandadan alabandaya kadar uzamayan ve bir uçları ambar veya kaporta hizasında kesilen kemereler.
__________________________________________________ ______________________________________________
PALAMAR
Gemilerin rıhtıma veya iskeleye bağlanmasında halattan daha kalın yomalara verilen isim.
PALANGA
Bir halat ve en az iki makaradan oluşan kaldırma mekanizması
PALAVRA GÜVERTE
Eskiden harp gemilerinde topların bulunduğu güverte
PATALYA
Küçük gemilerin gemi ihtiyacını karşılayan 12 kadem boyunda ve iki çifte kürekli ağaçtan yapılmış ufak tekne. Patalya gibi ufak tekneler artık Fiberglass'tan yapılmaktadır.
PATRİSA
Çubukların bağlanması için cundalarından aşağı ve geriye doğru inen ve tekneye bağlanan sabit arma
PİK
Giz veya serenlerin üzerine açılmış üç köşe yelken.
PİK YAKASI
Bir yan yelkeninin üst ve köşedeki yakasıdır.
PİYAN
Bir halatın çımasının açılıp dağılmaması için çomasına ıspavlo veya gırcıla ile yapılan bir çeşit düğüm şekli.
PORSUN AMBARI
Gemicilikle ilgili alet, malzeme ve diğer malzemelerin muhafaza edildiği ambar.
POSTA
Üzerine kaplama tahtalarının [veya saçların] tespit edildiği ağaç veya maden eğriler [kaburga]
PRUVA
Bir teknenin ön tarından ileri istikameti.
PRUVA DİREĞİ
Birden çok direkli teknede ba taraftaki ilk direk.
PUNTEL
Güvertenin kuvvetlendirilmesi için alttan dikine konan destek veya güverte üzerindeki vardevelaları tutmak için güverteye dik olarak konulan demir çubuklar.
PUSULA
Geminin üzerinde seyrettiği istikameti gösteren alet.
PUSULA KARTI
Pusla ibrelerinin üzerine oturtulmuş derece veya kerte taksimatı bulunan daire şeklinde bir karttır.
PUSULA MİHVERİ EKSENİ
Pusla kartının merkezinin oturduğu ucu sivri bir iğnedir.
PUSULA TASI
Mıknatısi puslalarda pirinç veya bakırdan yapılmış (manyetik etkisi olmaması için) yarım küre biçiminde içi boş bir tastır.
PUTA
Yerine koymak, donatmak (puta kürek).
__________________________________________________ ______________________________________________
RADANSA
Halatların çımalarında kasa yapmakta kullanılan madeni halka biçimindeki malzeme
RANDA YELKENİ
Yelkenli bir teknede en geriye açılan yan yelkeni.
RODA
Kullanılmamış, açılmamış nebati halat sargısı.
ROTA
Seyir halince bulunan gemilerin izlediği hat.
RUBA ETMEK
Yelkenle rüzgarı başa alarak tekneyi geriletmek
RÜŞVET GÜVERTE
Yolcu gemilerinde filikaların üzerine oturtulduğu kalastraların bulunduğu güverte.
RÜZGAR ALTI
Rüzgarın estiği yönün aksi.
RÜZGAR YAKASI
Bir yelkende rüzgarın estiği taraftaki yaka.
RÜZGARÜSTÜ
Rüzgarın estiği yön.
__________________________________________________ ______________________________________________
SAFRA
Bir teknede denge sağlanması için sintinesine konan ağırlık.
SAĞANAK
Rüzgarın eserken birdenbire şiddetli esmesi.
SALMA
Bir teknenin rüzgara veya akıntıya bağlı olarak dönmesi
SALMA OMURGA
Ufak yelkenli teknelerin rüzgar tesiri ile bayılmalarına mani olmak için omurga istikametinden denize indirilen saçtan yapılmış kuntra omurgalarıdır. Tekne içine su girmemesi için salma omurganın etrafı ayrı bir muhafaza tertibatı ile kapatılır.
SALPA
Demirin deniz dibinden kurtulması, ağırlığını zincire binmesi.
SANCAK
Bayrak veya teknenin sağ yarısı, sağ tarafı
SANCAK ALABANDA
Dümenin sancak tarafa doğru en çok basılabilmesi için verilen emir.
SANCAK GÖNDERİ
Kıç tarafa güverteden sancak çekmek için dikilmiş gönder.
SARAVELE
Yelkenin sarılması için verilen komuta denir.
SAVLO
Sancak çekmek için kullanılan1,5 burgatalık ince halat
SELVİÇE
Yelkenli bir gemi armasındaki hareketli halatlar.
SEREN
Direkler üzerinde yelken açmak için ve işaret çekmek için yatay olarak bağlanmış gönder.
SEREN YAKASI
Dörtköşe yelkenlerin serene , yan yelkenlerin gize bağlanan yakalarıdır. Matafyon yakası da denilir.
SIĞ SU
Denizin (genellikle sahil kısmına yakın) herhangi bir kısmında teknelerin seyretmelerine uygun olmayacak şekildeaz su bulunan pek derin olmayan yerlere denir.
SİLYON FENERİ
Gece ve karanlıkta gemilerin seyir halindeyken pruva ve grandi direkleri cundalarında yaktıkları ufkun 20 kertelik bir sahasından berrak havada en az 5 milden görülebilen ve pruvadaki grandiye nazaran daha aşağıda olan fenerlerdir. (Beyaz renklidirler).
SİNTİNE
Gemi makine ve kazanlarının bulunduğu kısmın zeminin altındai genellikle ambar güvertesinin altında kalan ve gemi içinden sızan sularla makine ve kazan dairelerinden akan yağ yakıtların toplandığı en alt kısım.
SİS İŞARETİ
Siste seyir halindeki gemilerin birbirlerine durumlarını belirtmek üzere düdükle verdikleri işaret.
SİS KAMPANASI
Demirde veya şamandrada yatan gemilerin siste mevkilerini belirtmek için çaldıkları kampana
SİYA
Kürekle hareket eden deniz araçlarının yollarını kesmeleri için küreklerinin suya batırılması ve topaçlarının kıç tarafa doğru itilerek teknenin durması veya devamlı siya kürek çekerek geriye doğru gitmesi.
SOĞRA [SOKRA]
Armuz kaplamada, kısa gelen kaplama tahtalarının uçlarının birleştiği yerdeki çizgi.
SUGA ETMEK
Vira edip sıkıştırmak. (Suga kastanyola, suga cıvata vb).
SU HATTI
Teknenin gövdesinde ıslak yüzeyle kuru yüzeyi arasında meydana gelen çizgi.
SÜBYE ARMALI
Direklerinde seren yelkenleri olmayıp sadece yan yelkenleri bulunan tekneler.
SÜLYEN
Yeni konan yada raspa edildikten sonra temizlenmiş olan çelik veya demir saçlar üzerine koruyucu bir astar olarak sürülen genellikle kırmızı renkteki boya
SÜRME OMURGA
Salma omurga da denilebilir. [Ana omurga bedenine açılan bir yarıktan aşağı yukarı hareket ettirilebilen tahta veya madeni levha şeklindeki omurga olup yelkenliteknelerde yelkenle seyir anında devrilmemek veya rüzgar altına düşmemek için kullanılır]
ŞAPKA
Direklerin üst uçlarına geçirilmiş yuvarlak tabla
ŞEYTAN ÇARMIHI
İki halat arasına ağaç basamaklarla yapılan bordadan sarkıtılan merdiven
__________________________________________________ ______________________________________________
TALVEK HATTI
Boğazlarda ortadan geçtiği varsayılan hat
TARAK GEMİSİ
Limanları ve geçitleri derinleştirmek için kepçeli olarak yapılmış özel gemi
TAVA
Borda iskelelerinin altında ve üstünde durulacak yer [İskele tavası]
TAVLON GÜVERTE
Çok güverteli gemilerin üsten itibaren aşağıya doğru beşinci güvertesi.
Eski harp gemilerine ait bir güverte katı
TAYFA
Ticaret gemilerindeki gemiciler
TENTE
Güverteyi yağmur ve güneşten korumak için güverte üzeriene açılan branda veya başka bir malzememden yapılmış örtü
TENTE OMURGASI
Tentenin orta kısmına ve altına konulan ağaç
TERSANE
Gemi yapılan fabrika, tezgah veya sanayi merkezi
TİRENTİ
Bir halatın çekilen çıması
TIRNAK
Demirin kollarının ucundaki tırnak şeklindeki kısım
TOKA ETMEK
Bir şeyi yerine kadar kaldırmak [Sancak toka etmek, işaret toka]
TRAMOLA
Yelkenle seyirde rüzgarın bir kontradan diğer kontraya önce pruvanın geçmesi ile yapılan dönüş
__________________________________________________ ______________________________________________
UÇKURLUK
Bir sancağın direk veya rüzgar üstü tarafındaki yakasındaki takviye edilmesi için geçirilen beyaz renkli şerit. Bu taraftaki yakaya uçkurluk yakası ve içinden geçirilen ve iki ucunda da kanca bulunan salvoya da uçkurluk salvosu denir.
USKUNA
Pruva direği kabasorta armalı, grandi direği sübye armalı iki direkli yelkenli tekne
USTURMAÇA
Bir birinin üzerine veya rıhtıma yanaşan teknelerin bordalarının göçmemesi veya boyalarının bozulmaması için araya koydukları ağaç, lastik, plastik veya halatlardan yapılmış olan, balon, silindir biçimindeki yastık.
__________________________________________________ ______________________________________________
__VARAGELE
İki nokta arasında gerilmiş olan kuvvetlice bir halat üzerinde hareket eden bir makaraya bağlı sepet veya iskemle donanımlı insan ve eşya taşımak için kullanılan donanım.
VARDAVELA
Teknelerin küpeştelerinde ve borda iskelelerinde personelin korunması için dikilmiş bulunan sabit veya yatar kalkar puntellerin üzerine yatay olarak geçirilmiş demir veya ağaç tiriz.
VARDAVELA PUNTELİ
Küpeştelere konmuş olan ağaç veya demir sabit veya yatıp kalkan punteller.
VARİL
Mancana büyüklüğündeki madeni fıçı
VELEDİBARKA
Fırtınalı havalarda pruva ana istrelyası üzerine açılan flok.
VELEİSTRALYE YELKENİ
Pruva direğinden sonra gelen direk üzerine açılan yan yelkenin sereni
VELENA
Direkler arasındaki istrelyalar üzerine açılan üçgen şeklindeki yelkenler.
VENTO
Bumbaları ve mataforaları bir taraftan diğer tarafa dirisa edebilmek ve sabit tutabilmek için cundalarından alınan halatlar. Bu halatlar gerekirse palangalara da bağlanır.
VİNÇ
Gemiye yük alıp vermede kullanılan, ambar ağızlarına yakın olarak konmuş hidrolik - elektirk veya istimle açılan makineler.
VİRA
Vidayı, cıvatayı, ırgat veya vinci çevirmek sarma yönünde verilen komut.
VİYA
Gemiyi veya tekneyi istenilen rotaya döndükten sonra, istenilen yöne seyredilmesi için verilen komut.
VOLTA
Bir halatın babaya veya biteye bir kez dolaştırmak
VOLTA ALMAK
Halatın veya demir zincirinin biribirine dolaşması
__________________________________________________ ____________________________________________
YAKA
Yelkenlerin köşelerine ve yakalarına denir.
YAKAMOZ
Su içinde ışık biriktirebilen tekhücrelilerin total yansıma halinde ışıldaması
YALPA
Denizlerin bordalar istikametinden gelmesi sonucunda geminin kemereleri istikametinde hareket etmesi.
YALPA OMURGASI
Gemilerin yalpalamasını önlemek maksadıyla sintine dönümüne yakın dış kaplamaya dikey olarak onulmuş, baş ve kıç istikametinde uzayan kanat şeklinde çıkıntılar.
YAN YELKENLER
Yarım serenler ve gizler üzerine açılan yelkenler ile flok ve valenalar
YARIMOTURAK
Kürek çekerken ayak dayanılan ağaç puntal [yatay]
YASLAMAK
Bir teknenin harket kabiliyetini kaybederek, akıntı veya rüzgar etkisi ile bir rıhtıma veya başka bir tekne üzerine düşmesi
YEKE
Dümen başına takılıp dümenin istenilen tarafa basılması için kullanılan demir veya ağaçtan yapılmış kol.
YELPAZE
Dümenin su içindeki en geniş kısmı
YOMA
Genellikle kalın halatlara denir.
YÜRYA
Bir palanganın tirentisini veya bir halatın elle çekerken üzerine yatarka mola vermeksizin çekmek
__________________________________________________ ______________________________________________
ZAHİRİ RÜZGAR Hakiki rüzgarın sıfır olduğu bir ortamda hareketin aksine bir rüzgar oluşur. Seyir halindeki bir geminin hareketiyle oluşan böyle rüzgara geminin rüzgarı denir. Geminin rüzgarı ile hakiki rüzgarın bileşimi ile oluşan ve gemide hissedilen rüzgara da (ZAHİRİ RÜZGAR) denir.
ZİNCİR Baklaların birbirine eklenmesi suretiyle meydana gelen ve çeşitli maksatlar için kullanılan çekme gücü kuvvetli madeni halkalar dizisi.
ZİNCİR KALOMA Demir üzerinde bulunan gemilerin denizde bulunan zincir miktarına denir. Kaloma, demir mevki'ine göre verilir. Bu da genel olarak çok derin olan yerlerde derinliğin beş misl, pek derin olmayan yerlerde derinliğin üç misli olarak kabul edilmiştir. Bu ölçülerde verilen kalomaya Tam Kaloma, az olana Kısa Kaloma denilir.
ZİNCİRİ SALYA ETMEK Demirleme zincirini ırgat üzerinden kurtarıp güverteye salya etmeye denir. Uzun zaman zincirlikte duran zincirlere ve zincirliğe bakım için bu usul yapılır.
ZİNCİRLİK
Demir zincirinin bulunduğu sintineye yakın bölmedir.
ZIRH GÜVERTE
Savaş gemilerinde kazan, makine, cephanelik gibi önemli yerlerin üzerine döşenen zırhtan güvertelere denir.
ZOKA
Uç tarafında sarımsak dilimi biçiminde kurşun bulunanan bir çeşit balık iğinesi [olta]