Başarılı Olma Tarzı
					ZOR ZAMANLARDA KARAR ALMAK Korteksi kurarken çok büyük bir yatırım  kararı almak zorunda kaldığını, bu kararı alırken çok zorlandığını,  kendi içinde “zorlu
mücadeleler
”  yaşadığını anlattı: “İş
hayatımda
çok  sıkıntılar çekmişimdir. Korteks fabrikasını kuruyoruz. Tekstili iyi  biliyorum, bu makinelerin benzeri Türkiye’de var ama benim alacağım en  yenisi. Bana öyle bir korku verdi ki bu durum. Üniversite ‘sen bu işi yi  düşündün mü’ diyor. Yattığım otelde sabaha kadar uyuyamadım. Ama gene  kendi kendime
mücadele
ediyorum. Oldu  sabahın dördü. Odamdaki bulmacaları çözmüştüm, gidip gazetedeki ilanları  bile okudum. Ondan sonra kendi kendimi teselli etmeye başladım. Sen  neden kendinden korkuyorsun ki kardeşim, bu malı ben satıyorum zaten, en  kötü ihtimalle onların başındaki Almanı getirir fabrikanın başına  koyarım. Çektim yorganı kafama uyudum. Korkunun ecele faydası yokmuş.  Korkmayacaksın ama kendinden de emin olacaksın. Kendine dürüst  olacaksın.”
GELECEK
İÇİN BUGÜNDEN FEDAKARLIK  ETMEK Zorlunun konuşma sırasında anlattığı çok özel bir anekdot vardı.  Başarı felsefemle de örtüştüğü için, doğrusu çok hoşuma gitti. Zorlu  günümüzün
tüketim
delisi insanlarının  tersine,
gelecekte
daha büyük işler  başarabilmek için eline ilk geçen parayla evine buzdolabı almak yerine  fabrikasına hammadde aldığını anlattı: “İnsanlar geleceğini düşünmeden  hareket edince perişanları oynuyorlar. Ben size açıkça konuşayım paramız  vardı ama buzdolabımız yoktu. Buzdolabı neden almadım? O zaman  buzdolabı 2500 liraydı. Bu parayla dört balya mal alırım, satarım para  kazanırım dedim. Zamanı geldi dolabı da aldım.” Ona “hatta daha  fazlasını yaptınız, şimdi buzdolabı fabrikası sahibisiniz” dedim.  Anlatmaya devam etti: “Bunlar çok önemli, hepsini hesap edeceksin. Para  bugün gelebilir. Yarın gelmeyebilir. Ben her şeyin en aşırısına  karşıyım. Çok paran olabilir, benim çok param olabilir, bunu böyle en  lüks şeylere kullanmana gerek yok. Bu geri kalmışlığın sonucu.  Görgüsüzlük demeyeyim hadi.” İNSAN SEÇMEK: “DÜRÜST VE ÇALIŞKAN, ÇALIŞKAN  VE DÜRÜST” Ahmet Nazif Zorlu, bir elemanda iki nitelik aradığını  söylüyor: Dürüstlük ve çalışkanlık. Bu iki özellikten sadece birinin  yetmeyeceğini, ikisinin bir arada olması gerektiğini anlattı. “Çalışkan  ve dürüst, dürüst ve çalışkan insan istiyoruz. Dürüstsün ama çalışkan  değilsin. Hiç önemin yok. Sen zamanı çalıyorsun. Çalışkansın da dürüst  değilsin. O da olmuyor. Bunu yaşadıklarımdan öğrendim. “ AHMET NAZİF  ZORLU’NUN DİĞER KONULARDAKİ GÖRÜŞLERİ: ZAMANLAMA: “Zamanında karar  vermek ve işi zamanında bitirmek çok önemli. Zaman satın alınamıyor.  Alabilir misiniz? Mümkün mü? Dünyada öyle insanlar var ki, 100 milyar  dolarları var. zamanı satın alabilecek olsalar, servetinin hepsini de  verir. O halde işin zamanında ve zemininde kararını vereceksin,  zamanında ve zemininde işi bitireceksin.” ATASÖZLERİNİN GÜCÜ: “Bizim  atasözlerimiz var. ben
arkadaşlarıma
diyorum ki ata sözlerimizi okuyun onlarda çok büyük manalar var.  bugünün işini yarına bırakma. Niye söylemiş bunu atalarımız?” HAYAL  GÜCÜ: ”Şimdi hayal denilen bir şey var. Hayalleri gerçekleştirmek. Bakın  hayal gücü çok önemli bir olaydır. Her düşündüğünü yapamayabilirsin ama  yaptıktan sonra o hayal o kadar güzeldir ki. Bunun için zamanında  uygulayacaksın. Tabi buna imkanlar da elverecek.” İLERİYİ DÜŞÜNME: “Her  şeyi yaparken bir de ileriyi düşüneceksin. Bir de ben bunu yapamazsam ne  olur. Bakın gene güzel atasözlerimizden bir tanesi ne oldum değil ne  olacağım de. Ben bir iş yaparken bir allahtan bir de işimi kaybetmekten  korkarım. Biraz önce buraya bir zat geldi. Bir zamanların popüler  insanıydı. Ama şimdi adam her şeyini kaybetti. Çok zor durumda. Bunları  hesap edeceksin. İleriye dönük hesaplı yaşayacaksın. Hesapsız kasap  elinde kalırmış masat. Hesabı kitabı yaparken, çok iyi düşüneceksin.”  ÇOK ÇALIŞMAK: “Sen şimdi bir okulda okurken,
dersine
çalışmadan, hesap kitap okumadan sınıfı geçebiliyor musun? Mümkün  değil! İşinde de aynı şeyi yapacaksın. Şimdi insanlarda görüyorum ki,  okulu bitirince her şey bitti. Dünya güllük gülistanlık. Her şey tamam,  artık rahat etmem gerekiyor.”
HAYATIN
AMACI:  “Asıl
hayat
okuldan sonra başlıyor farkında  değiller.
Arkadaşlara
ve çocuklarıma aynı  şeyi söylüyorum. dünyaya insan niçin gelmiştir? Zannetmeyin ki gezmek  yemek zevk sefa için gelmiştir. Çalışmak için gelmiştir. Çünkü  çalışmadan üretmenden bir şeyler almanız mümkün değil.” TAKİPÇİLİK:  “Bize diyorlar ki nasıl yapıyorsunuz bu işi. Bir inşaatta gecikme varsa  bunu on kez elli kez söylüyorum. Hayır diyorlarsa, çıkarın hesabı kitabı  göreceksiniz diyorum. Çıkarttırıyorum. İşime takip ediyorum. Biri  inşaatın geç bitmesi. Üretime bir ay sonra başlaması çok önemli.”  DETAYLARA DİKKAT: “Gözlemci olmak çok iyi. Detayları incelemen lazım.  Her şey detaydadır. Bir misal anlatayım. Boru tesisatı döşüyoruz. 20  metreye on metreli bir alana boru döşenecek. Bir hafta sonra gittim,  geldim adamlar yine orada çalışıyor. Dedim niye burası bitmedi. Daha  önce geldim yine çalışıyor. Ben buradaki işin nasıl yapıldığından  anlamam ama iş yaptırmaktan anlarım. Bir haftada bitmesi lazımdı. “Niye  bu bitmedi kardeşim? Niye bunun üzerinde durmadınız?” diye sorarım. Olay  bu. Anlamadın mı, orada gezip dolaşacaksın. Benim bir sözüm var ‘Gezen  kurt aç kalmazmış.’
Arkadaşlar
bunu slogan  yaptılar.” EKİBİNE GÜVENMEK: “Risk almadan bir şey yapamazsınız.  Asansörden çıkarken bile risk aldınız. Risk hep vardır. Çay içerken dahi  risk var. İyi insanı doğru seçmek lazım. Ona da güveneceksin. Güven çok  önemli. Bugün Zorlu Holding varsa, güven sayesinde bir yere gelmiştir.  Kendine ve ekibine güvenmek sayesinde.” İNSANLARIN ÖNÜNÜ AÇMAK: “İnsanı  da seçeceksin. Güveneceksin ama. Güveneceksin ve önünü açacaksın. Ben
arkadaşlarıma
hep şunu söylerim, ben hiçbir zaman  önünüze geçmem. Sağınızda, solunuzda arkanızdayım. Desteğim budur. Yol  sana verilmiş. Sen başarılı işler yapmazsan, sen de orada fazla  kalamazsın. Sistem seni ekarte eder.” KENDİ KENDİNE YETEBİLMEK: “Şimdi  bakın. Millet geliyor bize Ahmet bey bize
bilgisayar
lazım, Ahmet bey bize TV lazım. Ya kardeşim, bir tane kişi değil benden  isteyen. Eğer ben gece ürettiğimi gündüz dağıtsam akşama mal yetişmez.  Vakıf kuran geliyor. Vakıf olmuş dilenci. Ben hiçkimseden
hayatta
bir şey istemedim. Herkes bedava bir şeyler  istiyor. Üretmeden almak istiyor.” ADİL OLMAK: “Bu kadar fabrika  kurmuşumdur, hiçbir zaman bir bankaya gidip ödemenin ertelenmesini  istememişimdir. Bu bizim aile terbiyemizdir. Çünkü ben bir şey yaparken  seni yıkamam. Bunlar çok önemli. Ben
ev
yapacağım senin evini yıkacağım. Bu adalet mi? O zaman yukarıdaki de  seni engeller kardeşim.”
Yazar : Mümin Sekman