Özgür’ün Hikâyesi.
Annesinin kaleminden
Özgür
Özgür ısrarla bir kardeş istiyordu. İstediği gibi kız kardeşi oldu. Birinci sınıfın ilk birkaç ayı sınıfta,
Henüz okuma yazmayı bile beceremiyordu. Onca çalışma nereye gitmişti? Sözde psikolojik danışmandım. O kadar çabalıyordu ama kendi oğluma bile yardım edemiyordum. O sıralar on yaş civarındaydı. Bir sabah kalktığımda Özgür’ün odasından tak tak sesleri ve hırıltılar geliyordu. Hemen fırladım ve odasına yöneldim. O an gözlerimin önünden hiç gitmiyor! Özgür sol yanına dönmüş, gözlerini sonuna kadar açmış, boşluğa bakıyor, istemsizce kolunu komodinine vuruyor ve hırıltılar çıkartıyordu. Vucudu kaskatı kesilmişti. Elimin ayağım birden buz kesti. İçimdeki acıyı ve çaresizlik duygusunu tarif edemem. Seslendim sarstım beni duymuyordu bile! Babasını aradım. Çanakkale’de turnedeydi. Sonra dedesi ve amcası geldi. İkisi zorla arabaya bindirebildi. Bu sahneyi o zaman 4 yaşındaki kızım Dilara’da gördü.” Anne ağabeyim öldü mü?” diye bana sarılıp ağladı. Hastanede ciddi bir epilepsi nöbeti geçirdiği ve sağ lopta hasar oluştuğu ve ilacın kesilmemesi gerektiği anlaşıldı.
Bu kez Depakin kullanmasına karar verildi. Eğer kriz sırasında sırt üstü yatmış olsaymış; ölümünün kaçınılmaz olacağı gerçeği de yüzüme söylendi! Özgür o zamana kadar solaktı. Sonra sağ elini kullanmaya başladı. Aylarca olayın şokunu yaşadım. Kendi kendime “Hiç bir şey istemiyorum, yeter ki oğlum yaşasın, nefes alsın razıyım”dedim. Eğitim ile ilgili, hırslarımı ve beklentilerimi minimuma düşürdüm!... Sonra Birden kafama dank etti. Neden ben bu çocuğuma okulunda yardımcı olmuyorum? Diye düşündüm ve harekete geçtim.10.1.2005 tarihinde Özgür’e 19 Mayıs Üniversitesi Zihin Engelli Çocuklar Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi Psikolojik Danışma Biriminde Wechler Zekâ testi uygulattım. Kendi yaş grubu içinde zekâ düzeyi normal saptandı. Ancak tatmin olmadım. Bana göre ortada bilinmeyen başka bir şeyler vardı.
1.2.2005 tarihinde prof Dr.Efser KERİMOĞLU’nun Kliniğine gittik. Görüşme sonrasında; zekâsında ya da bedeninde hasar kalmadığı için Özgür’ün yaşadıklarını ve mevcut olan durumu “mucize” olarak yorumladı. Beni de kutladı gerekenleri yapmış olduğumu düşündüğünü söyledi. Bir nebze de olsa içime su serpilmişti. Sonra bizi A.B.D.Başkanı olduğu Cebeci’deki Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları hastanesine Uz. psk. Aynur ŞAHİN’e yönlendirdi. Aynur Hanım görüşmemiz ve uyguladığı testler sonucunda Özgür’e; Okuma ve yazma, sıralama, kopya etme, planlama, organizasyon, aritmetik becerileri ve sözel görsel dikkat becerilerinde yaşıt düzeyinde bir performans sergilemediğini saptadı. Bu durumu da Özgül Öğrenme Güçlüğü tanı grubu içerisinde yer aldığını belirtti. Konuyla ilgili yapılması gerekenler, dokümanlar verildi. Yaklaşık iki yıl boyunca ayda iki gün, biri bireysel, diğeri grup eğitim çalışmalarına katıldı özgül Özgür öğrenme grubu çalışmaları bildiğim kadarıyla bir de o dönemde İzmir’de vardı.
Aile olarak gönüllü olarak beni de kontrollü aile görüşmesine aldılar. Bu eğitimler bize çok şey kazandırdı. Özgür’ün kendine güvenini geliştirmesi amacıyla özellikle sosyal faaliyet yönlerini desteklememiz önerildi.4.ve 5. Sınıfta hafta içi her gün verilen yönergelere uygun çalıştırmaları yaptırması için normal bir öretmen derse geldi. Önerilen özel eğitimci değildi! Sınıf öğretmeni, o kadar üzerinde durmama rağmen; tüm bunlar anlaşıldıktan sonra bana oğlumun baştan beri harfleri tersten okuduğunu söyledi. Oysaki bu durum Özgül öğrenme için en büyük ipucudur! Özgür Ankara’daki grup ortamında kendisi gibi farklı olan öğrencilerle tanışma fırsatını buldu. Ankara’ya gitmeyi çok seviyordu. Burada etkinlikler yaptılar, yarıştılar. Ama yarıştıkları kendileriydi ve bir önceki performanslarıyla yarışıyorlardı!
12 yaşında ikinci şant operasyonu geçirdi. Mevcut şant ucu yaşı için yeterli gelmiyordu.Operasyonunun Doç. Dr. Adnan DAĞÇINAR yaptı.Mesleğine kendisini adamış, tanıdığım en iyi doktorlardan bir tanesi.O’na göre de Özgür’ün beyninde herhangi kalıcı bir hasarın kalmamasının sebebi bu rahatsızlığı çok küçük yaşta geçirmiş olmasına bağlıyor.
Geçen bu süreç içerisinde Özgür, DSi’ tesislerinde basketbol antrenmanlarına katıldı. 94 doğumlu boyu 1.92 cm nin üzerinde! Piri Reis Ticaret Meslek Lisesi 9.sınıf öğrencisi. Okul Rehber öğretmeni, özellikle ikinci dönemde okulda liderliğinin arttığını, arkadaşları arasında, sevilip, sayıldığını birinci döneme göre, derslerine olan ilgisinde azalmanın olduğunu söylüyor. Hafta sonları Basketbol antrenmanlarına devam ediyor. Yeni okulundaki arkadaş grubuyla, fanatik fener bahçeli olmasına rağmen; Samsun Spor’un maçlarını izlemeye gidiyor.
Samsun Sanat Tiyatrosu’nda küçük rollerle pişti. Babası tiyatronun Genel Sanat Yönetmeni.”Şu Çılgın Türkler ”de (oyun 2007’den bu yana 600’un üzerinde sahnelendi) ve “Diriliş” adlı oyunun 304.oyununda 30 Mart 2010 gecesi Samsun AKM’ de 100.Oyununda sahne aldı! Birinci dönemden itibaren Konservatuarın Türk Sanat Müziği Bölümüne devam ediyor.20 Mart 2010’da Lâdik’te “TSM” konseri verdiler.18 Nisan 2010 Pazar 20.00’da AKM’de Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle “Türk Tasavvuf Müziği Konseri” verecekler!
Seniha AY
Kaynak: SAMSUN RAM