Sudan Gizemli Mesajlar
Dr. MASARU EMOTO ve SU KRİSTALLERİ MUCİZESİ
Su! Üzerinde yaşadığımız
dünyanın
büyük bir bölümü sudan oluşmuştur, aynen bizim bedenlerimiz gibi. Ancak, öncü bir Japon araştırmacının su ile ilgili olan
fotoğraflarla
doküman haline getirilmiş şaşırtıcı keşfini öğrenene kadar biz su hakkında çok az şey biliyorduk. Bu keşif bize bilmediklerimizi öğretti ve üzerinde yaşadığımız
dünyanın
en kıymetli kaynağı ile ilgili olarak yeni bir şuur seviyesine ulaşmamızı sağladı. Dr.Masaru Emoto 1943 yılında Japonya da doğdu uluslarası ilişkiler ağırlıklı olarak aldığı üniversite
eğitiminden
sonra ikinci bir üniversite
eğitim
aldı ve Alternatif Tıp Doktoru oldu. Su kristalleri
fotoğraflarını
‘’Suyun Verdiği
Mesajlar
’’ isimli iki kitabında yayınladı ve bu kitaplar tüm
dünyada
400 bin adet sattı. Dr.Emoto’nun su araştırmasını bu kadar popüler kılan nokta ise onun bu araştırma ile ispat ettiği düşünce ve duyguların fizik realiteyi etkilediği gerçeğidir. Aynı yerden alınan su örneklerine yazılı ve sözlü kelimelerle veya
müzikle
değişik niyetler, düşünceler yönlendirildiği, odaklanıldığı
zaman
‘’su kendi ifadesini değiştimektedir’’. Temel olarak Dr.Emoto suyun ifadelerini yakalamayı başarmıştır. Geliştirdiği teknikte çok
soğuk
bir odanın içinde son derece
güçlü
bir mikroskop ve çok yüksek
hızlı
bir
fotoğraf
çekim şekli uygulamıştır. Bu teknikle henüz oluşmuş donmuş su kristallerini
fotoğraflamıştır
. Ancak, değişik bölgelerden alınmış su örneklerinin hepsi kristalize olamamaktadır. Örneğin, çok kirli nehirlerden alına su örnekleri sadece suyun içinde bulunduğu hali, durumuu gösterirler. Dr.Masaru Emoto donmuş suda oluşan kristallerin kendilerine belirli düşünceler yoğun olarak yönlendirildiğinde değişiklik gösterdiğini keşfetmiştir (düşüncenin şekline göre su kristalleri değişiklik gösterir). Yapılan deneyler sonucunda çok temiz kaynaklardan gelen su örneklerinin ve kendilerine sevgi dolu sözcükler söylenen su örneklerinin aynen kar tanelerinin
modeline
benzeyen çok parlak, yoğun motifli, simetrik ve çok
renkli
desenler oluşturdukları görülmüştür. Buna karşılık
çevre
kirliliğinin çok olduğu bölgelerden gelen su örnekleri veya negativ düşüncelere maruz bırakılan su örnekleri ise koyu
renkli
, asimetrik ve tamamlanmamış motifler oluşturmuşlardır. Bu araştırmanın ve keşiflerin sonuçları bizim üzerinde yaşadığımız
dünyayı
ve kendi sağlığımızı nasıl positiv olarak etkileyebileceğimizi göstermiş ve devrim niteliğinde şuursal bir farkındalık yaratmıştır.
Dünyanın
her tarafından konferanslar vermek üzere davet edilen Dr.Emoto Japonya, Avrupa ve Amerika da canlı deneyler yapmış ve düşüncelerimizin, davranışlarımızın, duygularımızın
çevre
üzerinde ne kadar derin etkileri olduğunu göstermiştir. Bu konu ile ilgili olarak Amerikan Holistik Tıp Derneği Başkanı ve aralarında ‘’Kutsal Şifacılık’’ isimli kitabı da olan 295 yayını olan Dr.Norman Shealy şu yorumu yapmıştır: ‘’
Dünyanın
yarısı sularla kaplıdır ve bizim vücudumuzun dörtte üçü de sudur. Su, bizim içinde yaşadığımız dördüncü boyutla ruhumuzun beşinci boyutu arasındai
bağlantıyı
temsil eder. Bundan evvel pek çok çalışma, şifacıların hidrojen birleştirmeleri veya suyun infrared ışınları emmesi ile ilgili gözle görünmeyen etkilerini meydan çıkartmıştır. Ancak, bu çalışmaların hiçbirisi Dr.Emoto nun zarif çalışması ile boy ölçüşemez. Düşünce ve
güzelliğin
etkisi bundan evvel bu kadar iyi bir şeklide hiç anlatılamamıştı.’’ Naturally Well mecmuasının editörü olan Marcus Laux ise şöyle bir yorum yapmıştır ‘’Galile, Newton ve Einstein gibi Dr. Emoto’nun
net
vizyonu bize hem kendimizi hemde evreni
farklı
bir şekilde algılamayı göstermiştir. Burada bilim ve ruh birleşerek bizim
dünyayı
algılayışımızla ilgili inkar edilemeyecek bir kuantum sıçraması yapmış, sağlığımızı kazanarak nasıl huzur yaratabileceğimizi göstermiştir.’’ Bütün bunlara ek olarak şimdilerde yeni bir çalışma yapan Dr.Emoto bunu Islam
dünyasına
hediye edeceğini bildirmiştir. Bu çalışmada Allah’ın 99 ismi su örneklerinin üzerine yazılmakta ve oluşturdukları su kristali fotoğraflanmaktadır. Buna örnek olarak ‘’Adl ve Muksit’’ isminin yazılmış olduğu suyun oluşturduğu kristalin resmi Dr.Emoto’nun
web
sayfasında yayınlanmaktadır.
Kaynaklar: Dr. Emoto web sayfası
www.masaru-emoto.net/english/entop.html
www.whatthebleep.com
Sudan Gizemli Mesajlar
Masaru Emoto adlı Japon bir araştırmacı, insan vücudunun ve
yaşamış
olduğumuz yer kürenin % 70’ den fazlasını kaplamakta olan suyun moleküler yapısının insanların düşüncelerinden, sözcüklerinden ve dinlemiş olduğu
müzikten
etkilenip etkilenmediğini araştırmış ve çalışmalarını bu yönde yoğunlaştırmıştır. İnsanların
yaşam
kalitesinin ,
vücutlarındaki
ve yerküredeki suyun kalitesiyle
bağlantılı
olduğunu savunan araştırmacı;
yaşama
geçirilen pozitif düşünceler sayesinde insanın kendisini ve
yaşamış
olduğu gezegeni iyileştirmesinin ve yenilemesinin mümkün olduğunu savunmuş ve araştırmalarını bunu doğrular şekilde sonuçlandırmıştır. Müzik terapisinin son
zamanlarda
popüler olmasıyla birlikte Masaru Emoto müziğin, suyun yapısı üzerine etkilerini görmeye karar vermiş ve iki
müzik
hoparlörü arasına birkaç saatliğine distile su koyarak suyun donduktan sonraki kristal formlarını
fotoğraflamış
ve bize bu inanılmaz
fotoğrafları
görme imkanı sağlamıştır.
Bethoven’ ın pastoral Bach’dan ‘Air for the G Heavy Metal müzik
müziğidinletildikten string’ dinletildikten dinletildikten sonraki
sonraki su kristalinin sonraki su kristalinin su kristalinin
muhteşem görüntüsü. görüntüsü. görüntüsü. Bu çalışma da beklentileri doğrultusunda sonuç verince araştırmacı , düşüncelerin ve kelimelerin su kristallerinin
formasyonları
üzerindeki etkisini incelemeye karar vermiş ve kelimeler word prosesor aracılığı ile kağıda dökülerek cam şişelere gece boyunca kasetten dinletilmiştir. İşte su kristallerinin sözcüklerden etkilendiğini gösteren inanılmaz görüntüler. (Daha detaylı
bilgi
için Japoya’daki hado enstitünün,
www.hado.net isimli
internet
sitesinden
bilgi
alabilirsiniz. )
Sevgi ve takdir Teşekkür sözcükleri Kin ve nefret
sözcükleri dinletilen dinletilen su kristali su kristali sözcükleri dinletilen
su kristali
Dr. EMOTO ve HADO FELSEFESİ
www.hado.com’dan derlenmiştir Araştırmacı Dr.Masaru Emoto Tokyo da bulunan Hado Enstitüsünün başkanıdır. ‘’Hado’’ fenomeni ile ilgili yazdığı pek çok kitap vardır. Japonca da bu kelimeyi meydana getiren iki hece ‘’dalga’’ ve ‘’
hareket
’’ anlamına gelmektedir. Aşağıda ki tanım ise Dr.Emoto tarafından yapılmıştır ve suyun tabiatı ile ilgili olarak pek çok keşif yapmasına vesile olmuştur. Dr. Emato ya göre Hado tüm maddede atomik seviyede görülen titreşim desenine verile isimdir ve bunun temeli de insan şuurudur. Yıllar geçtikçe ve Dr. Emoto nun teorisi kabul gördükçe Hado anlayışıda bütün Japonya da yaygınlaştı. Öyle ki bu kelime günlük
konuşma
dilinin bir parçası oldu. ‘’Buranın hado su çok düşük haydi gelin buradan ayrılalım’’. ‘’Gelin
çevremizin
Hado sunu değiştirelim.’’ İşte bu tip
konuşma
şekilleri
özellikle
Emoto’nun devrim yaratan su kristalleri ile ilgili çektiği
fotoğrafların
yayınlanmasından sonra Japonya da çok yaygınlaşmıştır. Ancak, resimleri sadece kristalize olmuş bir su molekülü olarak düşünmemek lazımdır. Dr.Emoto yu Hado fenomeninin öncüsü yapan şey onun DÜŞÜNCE VE DUYGULARIN FİZİK REALİTEYİ ETKİLEDİĞİNİ İSPAT ETMİŞ OLMASIDIR. Yazılan ve söylenen kelimelerle değişik hado=titreşimler meydana getirmekte ve
hatta
müzik
dinletildiği
zaman
da su ‘’ifadesini değiştirmektedir.’’ Örneğin insan şükran duygusunu ifade edince bu
hemen
suya yansımaktadır. Bu konu ile ilgili sıkça sorulan sorulara ve cevaplarına aşağıda yer verdik:-
Soru: Su kristali bize ne anlatıyor? Cevap: Su kristalleri meydana gelen titreşimlerin deseni ve görüntüleridir. Genelde positiv titreşimler
güzel
bir şekilde oluşmuş su kristalleri meydana getirirler ve kristalizasyon oranı negative titreşimlerin meydana getirdiklerinden daha fazladır.
Soru: Su kristalleri neden çeşitli kelimeler ve onların manalarına bağlı olarak değişiklik gösteriyorlar.? Cevap: Bütün lisanlar tabiatın titreşimlerinden meydana gelir. Ebeveynlerimiz ve öğretmenlerimizden tarafından eğitildikten sonra biz tabiatın lisanını
konuşmaya
başlarız. Ancak, biz küçük yaşlarda onların
konuştuğu
lisanı nasıl öğrenebildik? Muazzam büyüklükteki tabiatın titreşimi bizi bu sorunun cevabına yönlendirebilir. Positive titreşimler
güzel
sözleri yarattı ve negativ titreşimler ise negativ kelimeler yarattı. Bu evrenin en temel prensibidir.
Soru: Şayet suya önce negative bir söz olan ‘’beni rahatsız ediyorsun’’ söylenip ardından tekrar ‘’Sevgiler ve teşekkürler’’ gibi bir ifade söylenirse su gene güzel kristaller oluşturabilirmi? Cevap:
Evet
, oluşturabilir. Özellikle ‘’Sevgiler ve teşekkürler’’ gibi bir kelime yaptığımız araştırmalara göre en
güzel
su kristalini oluşturmuştur.
Soru: Hangi tip su insanlara en uygun olanıdır? Cevap: Birlikte kendinizi en
rahat
hissettiğiniz su. Kendinizi su ile yanyana koymaya çalışın. Öyle ki, biz su çeşitleriniz arasından seçim yapabilir ve kendimize en
uygun
olanını bulabiliriz. Suyu aynen bir erkeği veya
kadını
sevdiğimiz gibi sevmeliyiz.
Soru: ‘’Suyun verdiği Mesajlar’’ isimli kitabınızda delillerle sabit olan bir fotğraf kolleksiyonu var. Bundan da şu sonuca varabiliriz; hayvanlar, bitkiler, insanlar, organik veya inorganik herşey, kısacası tüm varlık birbirleri ile olan ilişkilerinde muhteşem bir ahenk içindedirler. Diğer taraftan inanıyorumki aynı deneyi tekrar tekrar yapmakta sonuçların aynı veya farklı olup olmadığını görmek açısından büyük fayda var. Cevap: Evrenin sürekli bir akış içinde olduğu söyleniyor. Bu dakika bir sonraki
dakikada
burada olamaz. Bu bağlamda su kristalleri de aynı sonucu vereceklerdir, ancak deney yapılan ortam aynı kalırsa beklediğimiz gibi aynı sonuçları alırız. Bu yüzden kelime deneyleri için el yazısı değilde basılmış harfler
kullanıyoruz
. Tabii daha kapsamlı bir
görüş
bildirmek için daha fazla deney yapmamız gerekiyor.
Soru: şayet DNA ve insan dokusunun ve virüslerin kelimelere reaksiyon verdiğini bilseydik bunu tedavi amaçlı kullanabilirmiydik? Cevap: İnsan bedenin yapısı 42 octavdan meydana gelmiştir ve bu frekanslarla ifade edilebilir. Bu da demektirki hem bakteriler hem de mitokondri bu skalada yer alırlar. Şayet, biz, bunlara denk gelen
uygun
frekansları yayabilirsek o
zaman
bir
iletişim
imkanı doğabilir. Zaten şimdi de pek çok insan alternatif tıp uygulamalrı yapıyor, ama bu teori hakkında
bilgileri
yok. Zaten DNA ve virüslerin yüksek frekans seviyelerinde yer aldığını gördüğümüze göre bu konuda önemli olan şuurumuzu nasıl yönlendireceğimizdir frekansları
konuşmaktansa
.
Soru: Su da benlik veya rahatsızlık duygusu varmıdır? Cevap: Sonuç olarak su da benlik veya
rahatsızlık
yoktur. Ancak, suyun misyonu bizim düşüncelerimizi veya önlerindeki herhangi birşeyi taşımak ve çok boyutlu bir nakliyeci olarak davranmaktır. Su, sürekli olarak verilen
bilgileri
kopyalar. Su kristali
fotoğrafına
baktığımızda ilk etapta suyun şuurlu olduğunu düşünürüz. Bu durumda su, projeksiyon yapan bir yansıtıcı ve ayna görevini yapan tek şeydir.
www.hado.com’dan derlenmiştir