Bilinmeyen Güç! Yapay Zeka
Bilinmeyen Güç!Yapay Zeka: 21. Yüzyıl Teknolojisi“Tarihte üç büyük olay vardır. Bunlardan ilki; evrenin oluşumudur. İkincisi, yaşamın başlangıcının olması. Bu ikisiyle aynı derecede önemli olan üçüncüsü; belki daha önemlisi ise, yapay zekanın ortaya çıkışıdır.”...Sorularla başlayacağız makaleye. Akıl, nedir ve ne işe yarar? İlk bakışta basit görünen bu sorunun cevabını aradı asırlardır insanoğlu.. Basit görünür akıl; gerçekten bu kadar basit açıklanacak bir şeymidir? Yoksa, çok komplekstirde kolayca açıklayamaz mıyız onu sihirli kelimelerimizle...Ya zekayı nasıl tanımlarsınız? İşte bu makalede akıl-zeka-beyin üçgeninde yapay zeka konusunu bilimsel olarak incelemeye çalışacağız.Akıl?‘Akıl, bu dünyanın en muazzam gücüdür. O, yeryüzünü alt üst etmiş, medeniyetleri yapmış ve yıkmıştır’ diyor 20. yüzyılın en büyük mütefekkirlerinden olan Nobel ödüllü Alexis Carrel. İnsanoğlu tarih sahnesine çıktığı ilk günden beri akıl ve onun ikiz kardeşi zekasiyla türlü medeniyetler kurmuş ve bir o kadarini yıkmıştır.Zamanın zembereği 21. yuzyılı gösterdiğinde ortada aklın makineleşmesi yada makinelerin akıllılaşması denen bir kavramın ortaya çıktığını görüyoruz. Bu olayı ilk olarak Arnold Scwanzenegger’ in başrolünde oynadığı bol action sahneli Yok Edici(Terminatör) filmiyle belleklerimize soktuk. İşte kimilerinin sibernetik,robotlaşma vs. gibi yeni moda isimler taktığı bu konunun merkezinde 2000’ li yillarin en onemli ilim sahası olan Yapay Zeka(Artificial Intelligence) duruyor.Merkezde duruyor diyorum, zira makalenin devamında zeka ile birlikte yapay zekaya yapılan atıfları okudukça neyi kastettiğimi daha iyi anlayacaksiniz.Zeka?Zekanın ne anlama geldiği ve ne kadarının ölçülebildiği konusunda henüz bir görüş birliği sağlanmış değildir. Latince “intellectus” kelimesinin karşılığı olan zekanın, kavramsal olarak birkaç tarifi ise şöyle sıralayabiliriz.“Cevap vermede, muhtemel çözümleri inceden inceye aramadaki çabukluk ve bir problemin evreleri arasındaki yeni ilişkileri anlayabilme kapasitesi”“Yeni bir düzeneği veya kuralı keşfetme yada bir rahmin yürütme ile ilgili faaliyet.”“Beynin bilgiyi alıp, hızlı ve doğru olarak analiz etmesi..”Biyologlar zekayı çevreye uyum kabiliyeti olarak görürken, eğitimciler öğrenme, psikologlar ilişkileri anlama, bilgisayarcılar bilgiyi işleme kabiliyeti şeklinde değerlendirmişlerdir. Şuur, bilinçaltı, ruh gibi açık uçlu bir kelime olduğu için zekanın evrensel bir tarifi yapılamamıştır.IQ(Intellıgent Quotient)?Zihinsel-entellektüel zeka olarak tanımlanan IQ son yıllarda gündemden düşmeyen ve çok sık tartışılan bir kavram. Tartışılan noktanın merkezinde ise şu var. Bir insan düşünün ki notları çok güzel mantık olarak herşeyi sağlam ve matematiksel temeller üzerine oturtabiliyor. Ancak hayatın kanunları bu insanın bir başka IQ’ su düşük insanla aynı zaman dilimi içerisinde daha başarısız yapabiliyor. Yani kısacası IQ her ne kadar bir test ve ölçüt gibi dursa da iş bitirme sanatı yada bana göre diğer tarifiyle başarının köşe taşlarından birisi sadece. Evet hayat yolunda bir insana başarılı denebilmesi için çoğu zaman IQ’dan daha fazlasına sahip olmak gerekiyor. Zekanın yaşla da pek bir alakası yok. Örneğin Goethe, ilk şiirlerini, 10 yaşında iken yazmıştı. Fatih İstanbul’u fethettiğinde 21 yaşındaydı. Yine Mozart, henüz 6 yaşında iken, konser vermeye başlamıştı. Bütün bunlar zekanın yaşla değil başta olduğunun en büyük gösergeleri.Aynı Goethe 83 yaşında ölmesine rağmen, en büyük eseri olan Faust’u ölümünden 1-2 yıl önce bitirmişti. Mimar Sinan, Süleymaniye’yi bitirdiği vakit, yaşı 70’i geçmişti. Thomas Hobbes, The Odyssey’i Yunanca aslından İngilizce’ye çevirdiği sırada 87 yaşında idi ve bir yıl sonra da İlyada’yı tercümeye başlamıştı. Uzmanlar IQ’nun zekanın tek boyutunu ölçebildiği görüşünde birleşiyorlar. Yale Üniversitesi’nden psikolji Profesörü Robert Stern “Zeka Testleri Ne Kadar Akıllı?” başlığı altında derlediği yazısında geleneksel zeka testlerinin analitik ve sözel yetenekleri doğru olarak değerlendirdiğini, ancak yaratıcılık ve pratik bilgileri ölçmede yetersiz kaldığını belirtiyor. Harvard Üniversitesi’nden Daniel Goleman, “IQ testlerinin, kimin daha çok para kazandığıyla veya daha doyumlu bir sosyal hayat sürdüğüyle hiçbir ilgisi yok” diyor.Sadece dile iyi hakim olmak, hesapları çabuk yapabilmek kişiyi zeki yapmaya yetmiyor. İnsan beyni son derece karışık ve şaşırtıcı bir organ olduğundan, sayısız yetenek ve fonksiyona sahiptir. Bu fonksiyonları hepsini de testlerle ölçmek mümkün değil. İnsan, beynin çeşitli yeteneklerini kullanmada ne kadar başarılıysa o kadar zeki sayılıyor.Örneğin; üniversiteyi 1.’ likle bitiren öğrenci, özellikle akademisyenler tarafından en başarılı öğrenci sayılır. Not olarak belki bu başarıyı hak etmiştir de. Şimdiye kadar üniversiteyi büyük emeklerle, derecelerle bitirip hayat serüveninde işsiz yada başarısız olan birçok insan görmüşsünüzdür. İş bulanda tam olarak başarılı sayılmaz. Bence zekayı kullanabilmenin en önemli kanıtı; insanın öğrendiklerini hazmederek uygulamada ne ölçüde kullanabildiğidir. Eğer şimdiye kadar bölümünüzü dereceyle bitirdiyseniz, bence bir an önce pratik hayatta bilgilerinizi nasıl kullanacağınızı öğrenmelisiniz. Bir çok insanın bildiği üzere insan beyninin sağ lobu sayısal-analitik zekaya hükmederken, sol lobu ise sayısal olmayan daha ziyade sanat-müzik gibi sözel yetenekleri bünyesinde barındırıyor. Yine uzmanlarin ortak görüşü şu ki; akıllı ve zeki insanlar; beyinlerinin sağ ve sol loplarını dengeli şekilde kullananlar arasından çıkıyor. Ya Yapay Zeka?Bütün bu açıklayıcı tanım ve ifadelerin arkasından yapay zekanın ne olduğunu anlamak, yemeğin tatlısı misali, hazmedilmesinin kolay olacağı kanaatindeyim.İnsanlığın tarihini ve tarihi gelişimini incelediğimizde otomatik olarak bir takım işleri yapan makinelere karşı ilginin yüksek olduğunu görürüz. Bu ilgi ve alaka o zamanların şartlarına göre belirli faaliyetleri gerçekleştirebilen otomatlar yapmalarına neden olmuştur. Bu tür bilgileri tarih kitaplarında bulmak mümkündür. Yine insanlığın tarihi süreci incelendiğinde şöyle bir yargıya varmak mümkündür: “İnsanlarda canlılığı taklit eden makineler, süs eşyaları ve oyuncaklar yapmak derinden gelen bir arzudur.”Yapay Zeka, insanlık tarihinin en büyük mühendislik projesidir. İnşa etmek istediğimiz şey, sonuçta bir bilgisayar programından, yani formal bir dilde yazılmış bir metinden ibarettir. Ama bu metin o denli uzun ve karmaşık olacaktır ki, yazılması hemen aklınıza gelebilecek diğer dev mühendislik projelerinden daha çok adam-yıl alırsa şaşmamak gerekir. Özetlersek; Yapay zeka, bir bilgisayar bilim dalıdır.Yapay zeka, bilgi ve davranışa dayalı sistemler oluşturur.Yapay zeka, zeki davranışlar üzerine araştırmalar yapar.Yönetim bilimleri yapay zeka alanındaki gelişmelerden hızla etkilenmektedir. Bu etkileşimin bir sonucu olarak, doğal dil arabirimleri, endüstriyel robotlar, uzman sistemler ve zeki yazılımlar gibi uygulamalar ortaya çıkmıştır. Her seviyeden yöneticiler ve çalışanlar, direkt veya dolaylı da olsa son kullanıcı olarak bu gelişmelerden haberdar olmak durumundadır. Çünkü bir çok işyeri ve organizasyonda, gittikçe artan bir oranda yapay zeka teknikleri kullanılmakta ve bu yolla verimlilik artışı sağlanmaya çalışılmaktadır. Yapay zeka uygulamaları ise şu başlıklar altında sıralanabilir:• Uzman Sistemler;• Robotik;• Doğal Diller;• İnsan Duyularının Taklidi;• Sinirsel Ağlar• Sanal Gerçeklik Çıkarılabilecek Sonuç?Hayatını her kolaylaştırdığında en yakın dostu ilan ettiği teknolojiyi kendisinden daha güçlü olduğunu hissettiği en ufak bir olay sonunda hiç düşünmeden düşman koltuğuna oturtan insanoğlunun, yapay zekaya yaklaşımı da farklı değil. Çoğu kişinin, yapay zekanın geleceğine paranoyak bir bakış açısıyla yaklaşıyor olmasının temel nedeni de bu. Amacı zorlukla yaptığımız işlerde bize yardımcı olmak ve hayatımızı kolaylaştırmak olan yapay zeka çalışmaları, oldukça kolay kabul görüyor. Ancak bizim zekamıza eşit, hatta bizden daha üstün bir zeka üretilmesi düşüncesi, çoğu kişi için pek de sevimli değil. Çünkü bu fikir, kendini doğadaki en üstün yaratık olarak görmeye alışmış insanoğlunun, gücüne gidiyor. Düşünün ki Star Trek(Uzay Yolu) filmlerinde bile kendini hep “efendi” görmeye alışmış ‘bizler’ için kendisinden üst bir benlik olması ne kadar zor olacak düşünün artık.Yapay zeka bilimine olan ilgi sürekli artarken, bir noktaya dikkatleri çekmekte fayda var. İnsan davranışlarının modellenmesi konusundaki başarılı çalışmalar, insana benzer robotların yapılması çalışmalarını cesaretlendirmekle birlikte, bu çalışmalarda filmlerde gösterildiği gibi başarıların elde edilmesi şu an için oldukça uzak görülmektedir. İnsan, bilgisayarlaştırılması mümkün olmayan birtakım yetilere sahiptir. Toplumumuzdaysa insana benzer robotların üretileceği ve topluma hakimiyet kuracakları gibi bir anlayışın yayılması, yeni araştırmacıların dikkatlerini sonuçsuz çalışmalara çekebilecektir. Akıl (intellect) ve zeka (intelligence) sözcükleri, bizim dilimizde karıştırılmaktadır. Zeka aklın bir fakültesi, yani mekanik atölyesi olarak düşünülürse, bunun bilgisayar modelinin kurulması mümkündür. Yapay zeka bilimcilerinin yaptığı da bu açıdan bilimi ilerletmek. Akıl ise, sadece insanda olan bir yeti. İnsanı diğer yaratıklardan ayıran bir özellik. Bunun gerçekleştirilmesini düşünmek şimdilik ve gelecekte olası değil gibi görünüyor.Gelelim yazının girişinde aktardığım sözlere... Bu sözler Massachusetts Teknoloji Üniversitesi(MIT) Bilgisayar Bilimi Labaratuvarı yöneticilerinden Edward Frenkin’in, BBC’yle bir söyleşisinde dile getirdiği sözlerdi. Frenkin’in söyledikleri yalnızca bilgisayar bilimcilerinin kendi dünyalarında geçerli, abartılı ve destek görmeyen bir iddia değil. ‘Yapay Zeka’ teriminin 1956 yılında ilk kez kullanılmasından bu yana farklı disiplinlerdeki bir çok araştırmacı bu konu üzerinde yoğun olarak çalışmakta. Ulaşılan nokta ve gelecekle ilgili hedeflerse, oldukça tartışmalı durumuyla her yaşta hemen herkesin ilgisini çekebilecek düzeyde görünüyor.1950’lerde yeryüzünde belki de hiç kimse “uzaya gidilecek” cümlesinin manasını tam olarak anlayamamıştı. Kime sorsanız aya gitmek, yada bir başka gezegene seyahat hayali düşüncelerden ibaretti. Aya gidilince insanlığın ufku biraz açıldı. Bu sefer de, yapay zekanın neler getireceği aynı bilinmezlikte merak ediliyor. Butun bunların yanıda Yapay Zeka ile direkt bağlantılı olan Turing Testi, Bulanık Mantık, Çin Odasi Deneyi, Deep Blue Zafer miydi, gibi merak edilen soru ve konulara son çıkan kitabımda geniş yer ayırdığımızdan buraya hapsetmek istemedik. Dileyenler “Yapay Zeka: 21. yuzyil teknolojisi” adli kitabımdan gerekli noktaları zevkle okuyabilirler.*Yapay Zeka konusuna devam edeceğiz...* Yapay Zeka: 21. Yüzyıl teknolojisi, Kariyer Yayınları-2003, +90 212 5169985Abdullah D. DOĞANbasariyolu@yahoo.comAğustos , 2005