Çoklu Zeka Kuramının Gelişimi
Gardner,bir
insanın
felç olduğunda beynin belirli bir kısmının hasara uğradığını ve beynin bu hasarı hangi kısmının yaptığını söylediğini ifade etmektedir.
Müziksel
yeteneğini kaybeden
insanlar
halen
konuşabilmekte
,dilsel yeteneğini kaybeden
insanlar
da halen
şarkı
söyleyebilmektedir. Bir yetenek kaybedildiğinde diğerleri korunabilmektedir. Öyleyse
insanların
tek bir zekaya sahip olmaları mümkün değildir. Bu Gardner’ı,
sadece
beyin araştırmaları dünyasına götüren bir anlayış değil aynı zamanda ÇZK’na götüren neden olmuştur (Tarman,1999:13).Gardner’ın analizi;bizim gerçeği
öğrenmemizi
ve bilmemizi sağlayan bir ya da iki zeka yerine,bütün
insanlarda
çeşitli zekaların olduğunu ortaya çıkarmıştır. Gardner Çoklu zeka kuramını kurarken başlangıçta yedi tür zeka tanımlamış,daha sonra bu zekalara sekizinci olan
doğa
zekasını eklemiştir. Gardner ileri sürdüğü zeka türleri dışında da başka zeka türlerinin de olduğuna inanmaktadır. Gardner’a göre
hayatı
ilginç kılan her bir zeka alanında aynı
güçte
olmadığımız ve hepimizin aynı zeka bileşimine sahip olmayışımızdır. Nasıl ki
insanlar
görünüş itibarıyla birbirinden ayrıysa zeka
bakımından
da
farklılıkları
vardır. Çoklu zeka kuramında yer alan zeka türleri aşağıdaki şekilde
sınıflanmaktadır
(Akt.Demirel,1999:142;Akt.Tarman,1998:
12
-16).Gardner ,Çoklu Zeka fikrini ortaya attıktan sonra,pek çok
yeni
zeka da düşünülmeye başlamıştır(mizah,
yemek
yapma,altıncı
his
becerisi gibi). Ancak zamanla bu
yeni
zekaların ya diğer zekalar içinde yer aldığı ya da tam olarak zeka sayılamayacağı görüşleri ortaya çıkmıştır. Nitekim Gardner’ın son zeka türü olarak önerdiği
doğal
zeka da tartışılmaktadır. Bu tartışmaları sonuçlandırabilmek için Gardner ölçütler belirlemiştir. Bir
özelliğin
zeka olabilmesi için;
1-Bir dizi sembole sahip olabilmesi 2-
Kültürel
yapıda
değeri olması3-Aracılığıyla mal veya
hizmet
üretebilmesi4-İçinde problem çözülebilmesi gerekmektedir(Akt.Talu,1994:165).
ÇZK bilişsel bilim,
gelişimsel
psikoloji ve nörobilimden yararlanarak her bireyin zeka düzeyinin otonom
güçler
ya da yetenekler tarafından oluştuğunu ve 8 zeka
gücünün
var olduğunu savunmaktadır. Zekalar
her zaman
birlikte çalışırlar;ancak bu çok karmaşık
yollarla
gerçekleşir. Bir zeka ,dahiler ve (beyinden kaynaklanan) özürlü bireyler dışında
her zaman
birbiriyle etkileşim halindedir. Örneğin bir
futbol
oyuncusu
,bedensel zekayı,koşar,yakalar ve vururken;uzamsal zekayı sahayı ve görevini tanırken;dil ve
sosyal
zekayı kendini değerlendirirken kullanmaktadır(Akt.Talu,1994:166).
MİNE CANAN ŞENDOĞDU