Beden Dili Psikolojiye Nasıl Yansır
Beden Dili Psikolojiye Nasıl Yansır Beden dilinde en önemli nokta bilgi akışının sürekli oluşudur. İki ya da
daha
çok insan bir araya geldiğinde devreye girer. Bu
mesajlar
karşılıklı olarak gönderilir ve alınır. Gönderdiğimiz
mesajlar
sürekli olarak karşıdakine ulaşmakta ve hakkımızda kanaat oluşmaktadır. Aynı zamanda bizde karşıdan sürekli
mesaj
alıyor ve değerlendiriyoruz.
İnsan
hayatı
boyunca çoğunlukla farkında olmaksızın
günlük
beden dilini son derece etkili olarak
kullanır
. Bedenimiz olaylara ve durumlara karşı çok
daha
fazla
kendiliğinden tepkiler verir.
-Beden dili bir ifade biçimidir diyebilir miyiz? Tabii ki. Romalı filozof Cicero “ruhun tutkularının ve duyguların beden hareketleri ile ifade edildiğini” söyleyerek bu konuyu incelemeye başlamış. Sağlıklı ve
iyi
bir
iletişim
kurmak için beden dilinin ve kelimelerin birlikte, paralel olarak
kullanılması
gerektiğini görmüş. Beden dilimizle duygu ve düşüncelerimizi ifade etme olanağı buluruz. Örneğin yakamıza taktığımız rozetle mesleğimizi, başımızı sallayarak bir
görüşü
onaylamadığımızı
,
dostumuzun
elini tutarak onu sevdiğimizi ifade edebiliriz. Ayrıca beden dili ile sözlü
iletişimi
destekleyip
onun akıcılığına katkıda bulunabiliriz. -İnsanların “bana bu kişi
güven
verdi” dediğinde bu kanaati beden dili mi oluşturmaktadır?
İletişim
kurduğumuz kişilerle ilgili düşüncelerimizin oluşmasında beden dilinin rolü
büyüktür
. İlk kez karşılaştığımız ve hiç
konuşmadığımız
bir kişi için,
duruşundan
hiç hoşlanmadım deriz. Ya da bakışını hiç sevmedim veya bir
görüşte
kanım ısındı deriz. Yine ilk
görüşte
vuruldum, ben onu gördüğüm an işe yaramaz olduğunu anlamıştım gibi değerlendirmeler yaparız. Tüm bunlar o kişi ile gelişecek
iletişimimizin
temelini oluşturur. -Beden dili mi ifade
bakımından
daha
güçlüdür
sözel dil mi? Bir söz aktarark
cevaplayayım
sorunuzu… “Ruhun gizemi bedenin hareketleri ile açığa çıkar” der Michelangelo. Karşımızdaki kişilerin beden hareketleri,
mesafe
ve alan
kullanımı
, dokunuşları ve
sesin
kullanışı
o kişinin beden dilinin en önemli parçalarıdır. Biz bunlara bakarak bir
takım
kararlar veririz. Nasıl oturduğumuz, nasıl durduğumuz, mimiklerimiz, jestlerimiz,
bacaklarımızın
konumu çok önemli… Bunların hepsi kişinin o anki ruh hali ile ilgili bilgi verir. Bazen bir hareket bin söze bedeldir. İstemeden oluşan bir şaşkınlık ifadesi, ya da kızgınlığımızı gösteren kaş hareketi biz söylemesek de bize bakan kişilere neler hissettiğimizi bağırarak anlatır. -Düşüncenin hızına dil yetişemez deriz. Beden dili bu
bakımdan
daha
mı
avantajlı
durumda? Evet, bunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Normal
konuşma
hızı
dakikada
ortalama 100-
120
kelimedir. Aynı süre içinde ortalama bir insan yaklaşık 800 kelime düşünür. Beden dili işte bu söze dökülemeyen düşünce ve duyguların dışa vurum şeklidir. Beden dilimizle verdiğimiz
mesajlar
insanlarla anlaşmamızda en temel araçtır. Hem
yakın
çevremizde
, hem
daha
geniş
sosyal
hayatımızda
hem de
farklı
ülke
insanları ile ilişkilerimizde öncelikli beden dilimizi
kullanırız
ve onların beden dilleri ile anlattıklarını çözmeye çalışırız. -Doğru
kullanılmasının
esasları nelerdir peki? Beden dili gelişi güzel bir şey değildir, belli kuralları vardır. Bu sözsüz
iletişimi
hem tahmin edilebilir hem de yorumlanabilir kılmaktadır. Göz temasını ele alalım. Bu hem fiziksel uzaklık hem konu hem de kişilik gibi unsurlara bağladır. -Örnekleyebilir miyiz? Elbette. Fiziksel uzaklığı asansörlerde çok
yakın
duran kişiler bakışlarını birbirlerinden kaçırarak gösterir. Utanma ve mahcubiyet, azalan göz teması ile belli olur. Kişisel ilişki
bakımından
sevdiğimiz kişilere
daha
çok bakarız mesela. Kişilik olarak dışa dönükler içe dönüklerden
daha
çok bakarlar. -Beden dilinin
öğrenilmesi
ve doğru
kullanılmasında
yaş faktörü önemli midir? Hayır. Beden dilini
öğrenmenin
, doğru
kullanmanın
yaşı yok. 7 yaşında da olsanız 70 yaşında da, öğrenecek ve uygulayacak çok şey var. -Beden dili denildiğinde ne anlaşılması gerektiğini alanı daraltarak biraz
daha
somutlaştırabilir miyiz? Beden dili derken aklımıza gelmesi gereken şey şunlardır: Beden
duruşu
, jestler, mimikler, göz teması, başın
kullanımı
, ayakların
kullanımı
,
oturma
biçimi, oturmak için seçilen yer, mesafe, giyim,
kullanılan
aksesuarlar,
bakım
ve makyajdır. -
Daha
önce ilk intihanın önemine
dikkat
çekmiştiniz. İlk temas, karşılaşma beden dili
bakımından
çok önemli herhalde?
İnsanların birbiri ile karşılaştıkları ilk 30 saniye çok önemli. İki tarafta birbirleri hakkında %80 kararını o anda veriyor ve ilk izlenim
kolay
kolay değişmiyor. -Beden dilinde bulunan yer ve zamanın önemi nedir? Çok önemli… Davranışlarımızı, jest ve mimiklerimizi tam yerinde ve zamanında
kullanırsak
bir anlam
kazanıyor
. Aşırı el kol hareketleri, mimiklerin
fazlalığı
dinleyenin
dikkatini
azaltacağı
gibi konu da dağılır. Eli belinde veya elleri arkada kenetlenen bir
duruş
düşünün örneğin. Bu şekil insanlara itici gelebilir. Yapmacık yüz ifadesini karşı taraf fark eder.
Bilinçaltında
negatif düşünceler varken olumlu bir
görüntü
oluşturulmaz. Karşımızdaki ile sözel
iletişim
içindeysek, beden dilimizi doğru
kullanabilmemiz
için her şeyden önce
dikkatimizi
o kişiye ve
konuşulan
konuya vermeliyiz. -Beden dilinin kullanılması kişiden kişiye
değişir
mi? Evet değişir. Beden dilinin
kullanımı
kişiden kişiye
farklılık
gösterebilir. Bir kişi beden dilini çok az
kullanırken
diğer bir kişi beden dilini abartılı bir biçimde
kullanabilir
. Beden dili konusuna ilgili ve bu konuda kendisini
geliştirmiş
kişilerin beden dilini uygun zamanda ve doğru bir şekilde
kullanması
beklenir. -Beden dilinin kullanımında kişiliğin önemi var mıdır? Tabii. Kişilik özellikleri önemli… Bu konuda kendine güvenip güvenmemek, içe veya dışa dönük olmak, sosyal ilişkilerdeki
beceri
düzeyi, kişinin entelektüel seviyesi gibi faktörleri sayabiliriz. -Dil konuşur beden onu
onaylar
, beden konuşur dil onu tasdik eder. Hangisi doğrudur? Bedenimiz ile dilin dışarıya
her zaman
aynı mesajı verdiğini söyleyemeyiz. Örneğin söyledikleri doğru olmayan, yalan söyleyen bir kişide alın terlemesi, göz bebeği küçülme
büyümeleri
, yüz kası seğirmeleri, yanakların kızarması gibi
vücut
hareketleri onu rahatlıkla ele verir. Eğer burada bir
onaylama
varsa bedenimiz dilimizin yalan söylediğini
onaylamaktadır
. İnsanlar yalan söyleme anında burun kaşıma, eli yüze götürme gibi makro hareketleri
kontrol
edebilmelerine rağmen mikro hareketlerine engel olamamaktadır. İdeal olanı ise bedenimiz ile söylediklerimizin uyum içinde olması, bir birini
destekleyerek
karşı tarafa aynı
mesajı
verebilmeleridir. -Beden dilini
daha
iyi
ve doğru kullanan meslekler hangileridir? Son
dönemde
çok
farklı
mesleklerde, değişik sektörlerde ve
özellikle
büyük
şirketlerde yöneticiler iş
verimliliği
adına, çalışan personelinin kişisel
gelişimine
önem vermekte ve bu çerçevede beden dili
konusunda
eğitim
almalarını
sağlamaktadır
. Bazı meslekler bu konuda ön plana çıkmaktadır. Görsel
sanatlar
(sinema, tiyatro, TV), politikacılar, pazarlamacılar, insan kaynaklarında çalışanlar, kişisel
gelişim
alanında çalışanlar, psikologlar ilk akla gelen meslek çalışanlarıdır. -Beden dili verilen mesajın ne kadarını oluşturuyor? Beden dili insanlık tarihi açısından en eski iletişim aracı olup duygu ve düşüncelerimizin yansımasıdır. Beden dili ile ilgili yapılan araştırmalara göre, insanların yüz yüze kurdukları ilişkide, kelimeler %10,
ses
tonu %30, beden dili %60 önem taşır. -Beden dilinin yanlış
kullanılması
ne gibi kazalara sebebiyet veriyor? Örneğin karı koca arasında? Beden dilinin yanlış kullanılması veya karşı tarafın yanlış anlaması evde okulda
iş
hayatında
tatilde
yani her ortamda sıkça görülebilen bir durumdur. Bu durum fıkra ve karikatürlere de sık sık konu olur. Karı koca ilişkisinde de mesafe kavramı olmadığı için bedensel temas önem
kazanmaktadır
.
Sağlıklı
iletişim
kuramayan ve beden dilini de
iyi
kullanamayan bir çiftin düşüncelerini bir diyalog şeklinde anlatmaya çalışayım
daha
iyi
anlaşılabilmesi için.
Kadın: Artık bana hiç dokunmuyor. Muhtemelen beni sevmiyor acaba bir başkası mı var? Erkek: Dokunursam gene seks istediğimi düşünecek ve beni reddedecek ben en iyisi televizyon seyredeyim. Kadın: Şimdi de televizyonu açtı, bu kesin beni sevmiyor, yüzsüzlük etmeyim gidip yatayım. Erkek: Bu saatte yatılır mı, bu kadının bana tahammülü yok. -Beden dilinin sezgisel bir yanı var mıdır? Yani muhatap olunan kişiye göre bir düzenleme yapılıyor mu? Yapılır
evet
. Kiminle ilişkiye girdiğimiz
konusu
beden dilimizi de etkiler. Örneğin bizi
her zaman
çok seven dedemizle ilişkilerimizde
daha
açık,
güven
verici jest ve mimikler
kullanır
, çok daha rahat davranır, ilişki
mesafesini
kısa tutarız. Buna karşın işyerindeki patronumuzla ilişkimizde kıyafetimize, oturup kalkmamıza
daha
çok
dikkat
eder, jest ve mimiklerimizi çok
daha
kontrollü
ve doğru
kullanmaya
çalışır,
iletişim
mesafesinde
özel
alana girmemeye özen gösteririz. -Beden dili kişinin duygu ve düşüncesini ne kadar yansıtabilir? Beden iç dünyayı saran bir eldivendir ve duygular, düşünceler beden dili ile anlaşılmaktadır. “
Konuşma
”dan önce “beden dili” vardı. Beden dili aracılığı ile insanlar duygularını, düşüncelerini, isteklerini,
ihtiyaçlarını
ve ruhsal zenginliklerini başka insanlarla paylaşmışlardır. Böylece kendi iç dünyalarını yansıtırken birlikte yaşadıkları insanların iç dünyaları ile ilgili önemli bilgilere sahip olmuşlardır. -Peki kişideki duygu durum
değişiklikleri
beden diline yansır mı? O andaki duygumuz neyse yüzümüzdeki mimiklerle, ellerimizle,
bacaklarımızla
, duruşumuzla bu duygularımızı dışarıya veririz. Örneğin işyerinde çok sevdiğimiz bir
arkadaşımıza
öfkelenip bağırmamız, sırtımızı dönüp gitmemiz,
gerçekleştirilmesi
çok zor bir
iş
yükünün etkisi altında kaldığımızı gösterebilir. -Savaşçılar, kovboylar sanırım yüzlerindeki ifadeyi
iyi
gizleyenlerdendir. Evet öyle. Bu konuda diğer bir örnekte kumar masasında poker oynayan kumarbazların poker face denilen yüz ifadelerini
kontroldeki
becerileridir. Mimiklerdeki en ufak değişikliği diğer kumarbazlar
kolayca
yakalayabilir.
Büyük
oynanan bazı kumar masalarında
oyuncuların
ipucu vermemek için siyah güneş gözlüğü taktığı görülür. -Beden dilinin eğitimde
kullanılmasını
gerekli
görür müsünüz? Bunun ne gibi yararları olur? Eğitimde beden dilinin önemi,
iletişimde
beden dilinin önemi kadardır. İletişimde söylediğimiz şeyler kadar söylemediğimiz şeylerde önemlidir.
Eğitimde
görev alan
öğretmenlerin
de beden dili aracılığı ile farkında olmaksızın ilettiği
mesajlar
vardır. Siz benim için önemlisiniz./Başaracağınıza inanıyorum ve size
güveniyorum
./Bu süreçte sizinle birlikteyim ve yanınızdayım./Sizden ne köy olur ne kasaba./İster
öğrenin
, ister
öğrenmeyin
beni ilgilendirmiyor./Sınavda ben size gösteririm. Ayrıca öğretmenlerin, öğrencilerinin beden dili aracılığı ile verdikleri mesajları
iyi
okumaları gerekir. Öğrencilerin anlatılanlara ilgi gösterip göstermediklerini, dersi anlayıp anlamadıklarını, sınıfın motivasyonunu,
dersten
sıkılıp sıkılmadıklarını anlamak, sınıfa
dikkatlice
bakan bir
öğretmen
için zor değildir. -Kadınlarda ve erkeklerde beden dilinin
kullanım
farkı var mıdır? Kadın ve erkek beden dili çeşitli nedenlere bağlı olarak
farklılık
gösterir. Bunlar hormonal nedenler, toplumsal roller ve
vücut
yapısı. Erkekler mekan
kullanımında
kadınlara göre
daha
geniş
davranırlar. Erkekler beden dilini
daha
sert
kullanırlar
. Kendini ifade etme
becerisi
her iki cinste de
avantaja
dönüşebilir. Ama kadınlar beden dilini erkelerden
daha
iyi
yorumlamaktadır. Yani kadınların karşısındaki kişiyle
iletişimi
daha
başarılı
olmaktadır. Bu durum karşı cinsle olan ilişkilerde
daha
belirgin bir hal alır. Her iki cinste de saça dokunma, giysileri düzeltme, bir veya iki elini kalçasına koyma,
uzun
bakışlar, artan göz teması vardır. Kadınlarda saç atma, bilek gösterme,
bacak
açma, kalça yuvarlama, omuz üzerinden yan bakma, ağız hafif aralık ıslak dudaklar, ruj,
bacak
atma,
ayakkabı
ile oynama davranışları görülürken erkeklerde de kravatını, yakasını veya kol düğmesini düzeltme, elini kemerine sokma gibi davranışlar gözlenebilir. Görüldüğü gibi kadınlar beden dili
kullanma
açısından
daha
yaratıcı
ve
şanslılar
. -Bir tehlike anında korkan kişi, beden dilini
kullanarak
bunu gizleyebilir mi? Beden dili duyguları ele verir, ancak hangi belirtilerin hangi duyguyla eşleştiğini söylemek zordur.
Korku
,
heyecan
, panik, öfke, hepsi
ses
tellerinin gerilmesine ve sesin yükselmesine sebep olur. Korku halinde kaşlar kaldırılır, çok düz bir şekilde alında yatay çizgiler oluşur. Alt göz kapaklarında gözle görülen bir gerginlik vardır. Ürperme, nabzın hızlanması, terleme, titreme tepkileri gözlenir. Kişinin çok ani ve şiddetli korku yaratan durumlarda korkusunu beden dili ile gizlemesi çok zor. Elinde silah olan bir kişinin veya vahşi bir arslanın üzerimize gelmesi durumunda beden dilimizi kullanmayı değil hayatımızı kurtarmayı düşünürüz. Yine eğlence merkezlerinde, hızlı trenle çok yüksekten ve hızla aşağıya doğru inen insanların yüz ifadelerini hatırlayalım. Ama korkunun şiddeti daha düşük ortamlarda, örneğin havlayarak üzerimize gelen bir köpek gördüğümüzde veya gece mezarlığın yanından geçerken korksak bile yanımızdaki kişilere korkmadığımızı göstermek için davranışlarımızı kontrol etmeye çalışabiliriz ve bir oranda da başarılı olabiliriz ancak süreç içersinde bir şekilde duygularımızı ele vermek zorunda kalıyoruz. -Beden dilini kullanmada kişiler arası mesafelerin önemi var mıdır? Yakınlık isteği içinde olmayan kimse ise rahatsızlık duyar ve savunucu olur. Bu sebeple böyle bir yakınlık girişiminden önce, bu yakınlığın karşıdaki kişi tarafından nasıl değerlendirileceğine dikkat etmek gerekir. Aksi takdirde ortaya rahatsızlık verici yorumlar ve istenmeyen sonuçlar çıkması kaçınılmaz olur. İnsanın psikolojik korunma sınırı 0 – 35cm.lik mesafedir. Eşi, sevgilisi, aile bireyleri gibi sadece özel duygusal ilişkisi olan insanları yakınlaştırır. Kişisel alan 35 – 80 cm.lik mesafedir. Yakın arkadaşlar, akrabalar ve tanıdık insanların girmesine izin vereceğimiz en yakın alandır. Sosyal alan 80cm – 2m.lik mesafedir. İşyerinde selamlaştığımız arkadaşlar, tamirci, kapıcı gibi kimselerin yakınlaşabileceği alandır. 2 m.den uzak mesafeler ise topluma açık alan olup tanımadığımız insanlarla olan mesafemizdir. Kaynak : hürriyet. Ekleyen:Semra