Yumi’nin Başına Gelenler
..
Yumi’nin Başına Gelenler
Yumi çok sevimli bir kaplumbağaydı. Parlayan gözleri, sürekli gülen bir yüzü ve sırtında harika işlemeleriyle çok güzel bir kabuğu vardı.
Fakat Yumi bugünlerde biraz durgundu. Onu üzen bir şey vardı. Annesi Yumi’yi çağırdığında, Yumi gelinceye kadar ne diyeceğinin unutuyordu. Çünkü, Yumi çok yavaş yürüyordu. Arkadaşlarıyla oynamak için sözleşiyorlardı. Ancak, Yumi gittiğinde herkesin dağıldığını görüyordu.
Aklında bu düşüncelerle yürümeye başladı. Sonra karşıdan hızla kendisine yaklaşmakta olan, tırtılı gördü.
Yanına gelince “Ooo… Ne kadar çok ayağın var öyle….” dedi. tırtıl güldü.
“Eğer senin kadar çok ayağım olsaydı, belki daha hızlı yürür, oyun yerine arkadaşlarım dağılmadan yetişirdim” dedi.
Sonra tırtılın yanından uzaklaştı. Ve yanında yürümekte olan tavşanı fark etti. “Ooo… ne kadar uzun kulakların var öyle…” dedi. “Eğer senin kadar uzun kulaklarım olsaydı, annemi daha çabuk duyabilirdim” dedi. Tavşanda anlamıştı, Yumi’nin üzüntüsünü. Tavşanında kendisine ne dediğini duymadan yürüdü Yumi.
Biraz daha ilerledi ve ağacın altında dinlenmekte olan fili gördü. Ve “Ooo… ne kadar büyük bir burnu var öyle” dedi. Fil duymuştu Yumi’nin dediklerinin. Sonra: “tırtıl gibi çok ayağım, tavşan gibi uzun kulaklarım, birde fil gibi uzun bir burnum olsaydı ne güzel olurdu” diye söylendi Yumi.
Ertesi gün; tırtıl, tavşan ve fil Yumi’yi ziyarete gittiler. Tırtıl üç çift ayak, tavşan bir çift kulak,filde uzun bir burun yapmıştı Yumi’ye.
Tüm bunları Yumi’ye uzatıp “Belki gerçek değil ama senin için yaptık” dediler.
Yumi, öyle çok sevinmişti ki. Hemen ayakları, kulakları ve kocaman burnu taktı. “Ooo…“ dedi. “Tıpkı sizinkiler gibi, ne güzel” dedi. Ve oradan oraya, sevinçle bağırarak yürümeye başladı.
Ama, o da ne !.. Yumi yürürken, burnu ve kulakları yere değmiş ve ayaklarına dolanmıştı. Ayakları dolanan Yumi, önce sendeledi, sonra paldır küldür yuvarlandı. Ne olduğunu anlayamamıştı. Tırtıl, tavşan ve fil kahkahalarla gülüyorlardı…
Yumi, yerden kalktıktan sonra “Evet istediğin şeyler bizde var. Ama seninde sırtında, her zaman yanında olan bir evin var. Bizimse böyle bir kabuğumuz yok. Seni tehlikelerden koruyan, har an yanında olan bir ev! “ dediler. Bunun üzerine Yumi, taktıklarını çıkartıp: “Ooo… doğru, bir daha böyle bir şey yapmayacağım. Evim sayesinde canım yanmadı. Ama bir daha sizlere özenmeyeceğim. Çünkü; benimde evim çok güzel!” dedi..ve gülmeye başladılar.
.