tiyatro sözlüğü d
BAŞA DÖN | A | B | C | Ç | D | E | F | G | H | İ | J | K | L | M | N | O | Ö | P | R | S | T | U | Ü | V | Y |
Dadacı Tiyatro: 1. Dünya Savaşı sonrasında, Avrupa'da (Dada merkezleri olarak Zürich, Berlin ve Paris'te), dadacılık hareketi bağlamında yer alan tiyatro. Kalıplaşmış egemen toplumsal yaşam değerlerine, görenekselleşmiş sığ burjuva sanat anlayışı ve düşünce tarzına karşı köktenci bir hareket olarak yer alan Dadacı Tiyatro, özellikle Berlin'de güçlü siyasal-anarşist eğilim taşımış; Paris'te gerçeküstücü sanat ve tiyatroöncülük etmiştir. 1915'te New York'ta (M. Duchamp, F. Picabia), 1916'da Zürich'te (Zürich-Dada: Cabaret Voltaire; H. Ball, H. Arp, M. Jonco, T. Tzara) başlayan Dadacı Tiyatro etkinlikleri, başlıcalıkla, 1918'e kadar Zürich'te, 1920'ye kadar Berlin'de (Berlin-Dada: R. Huelsenbeck, R. Hausmann, G. Grosz, W. Mehring), 1923'e kadar da Paris'te (Paris-Dada: T. Tzara, A. Breton) sürmüştür. Her türlü estetik kuralcılıktan ve mantıksal çözümlerden bağımsız olarak, anlamsız olanı sanatın temeline koyan, biçimi ve dili yakın; ilkel, naiv, dolayımsız biçim ve dil ile kendiliğindenliğe dayanan Dadacı Tiyatro'nun başlıcalıkla "dada geceleri"nde gerçekleştirilen gösterileri, maskeli dansları, groteski, kukla kılıklı sahne giysilerini, kolaj sahne düzenini, kaba şiirli söylevleri ve gürültülü müziğini kapsar; doğrudan hareket edilen izleyiciyi sarsıntıya uğratmak ister. Dadacı Tiyatro oyunlarının örnekleri, T. Tzara'nın ("göz", "kukla", "burun", "boyun" ve "kaş"ın oyun kişileri olarak yer aldığı Gasherz (1922, Gaz Yürek), Les Aventures celestes de M. Antipyrine (1920/21, M. Antipyrine'in Hayranlıkverici Serüvenleri), Ribemont- Dessaignes'in L' Empereur de Chine (1920, Çin İmparatoru), A. Breton ve P. Soupault'un C'il vous plait (1920, Lütfen) adlı oyunları ile F. Picabia ile M. Duchamp'ın E. Satie'nin müzik yazdığı ve gerçeküstücülerle kavgada Dadacı Tiyatro'nun bildirgesi haline gelen Relache (1924) adlı, Ballets Suedoise'ca gerçekleştirilen baledir. Dadacı Tiyatro, avangart Avrupa tiyatrosu üstünde, daha sonra da 1960'larda happening gösterileri üstünde etkili olmuştur.
Deneysel Tiyatro: Yeni oyun biçimlerini deneyen tiyatro. Deneysel oyunlar, belli bir metinden yola çıkarak gerçekleştirilebileceği gibi, başlı başına özgün çalışma da olabilir. "Deneysel" sanat kavramı, 1880'de Emile Zola'nın natüralizm programında ortaya atılmıştır. Sanatı gerçek içeriksel, gerek yöntemsel olarak bilimin yörüngesine oturtmaya çalışmış olan Zola, doğanın yasalarını drama ve tiyatroda da bulmaya; psikolojik ve sosyolojik yaşam deneyini sahnede canlandırmaya çalışmıştır. Brecht'de Deneysel Tiyatro'yu doğa bilimlerine dayanarak açıklamaya çalışmış; epik tiyatro kavramını Deneysel Tiyatro bağlamında alarak, sanatsal yeni anlatım biçimlerinin toplumsal ilerici işlevinden yola çıkmıştır. Zola'nın pozitivist yönteme dayalı natüralist, Brecht'in ise maddeci diyalektiğe dayalı epik Deneysel Tiyatro deneyimleri dışında avangart biçemci Deneysel Tiyatro etkinlikleri yer alır. Tiyatro reformu hareketleriyle başlayan tiyatro yenileşme hareketleri, modernizm bağlamında yaygınlık kazanarak, dışavurumcu, fütürist, dadacı, konstrüktivist, vb. Deneysel Tiyatro deneyimlerine yol açmıştır. Son dönemler tiyatrosunda bu doğrultuda ki Deneysel Tiyatro etkinlikleri için şunlar örnek gösterilebilir: J. Littlewood'un Theatre Workshop çalışmaları, T. Kantor ve J. Grotowski gibi Polonyalı yönetmenlerin şok tiyatrosu ve yoksul tiyatro deneysel uygulamaları, ABD'de Living Theatre, La Mama, Bread and Puppet Theatre gibi toplulukların off-off-Broadway etkinlikleri; R. Foreman'ın klasik anlatı yapısını yıkan ontolojik-histerik tiyatrosu, M. Monk'un müzik, dans ve görsel sanat öğelerini gizemsel sözsüz anlatım içinde birleştiren çalışmaları; R. Wilson'un çağrışımsal sıralamaya dayalı imge tiyatrosu.
Devrimci Tiyatro: Devrimci dramaturji uygulayan tiyatro eylemi. 1920-30 yıllarında Almanya'da ve Rusya'da etkinlik kazanan işçi tiyatroları ile uyarma ve propaganda tiyatroları, dar anlamda, Devrimci Tiyatro ile eşanlamlı kullanılan tiyatro biçimleri olmuştur. Rusya'daki proletkült hareketiyse, proletkült tiyatrolarının, proleter devrimci işçi tiyatro hareketinin yaygınlık kazanmasına yol açmıştır. Bu dönemde, Rusya'da toplumsal siyasal devrime koşut, "tiyatro devrimi" çok önemli bir tiyatro hareketi olarak yer almış; tiyatroyu devrimsel dönüşümlere uğratma yönünde yenilikçi tiyatro uygulamalarına sahip olmuştur. Almanya'da, Piscator'un politika tiyatrosu da Devrimci Tiyatro kapsamı içinde görülmelidir. İlerici dışavurumcu hareketle birlikte politika tiyatrosunun Brecht'in epik tiyatrosu üstünde geniş etkisi olmuştur; bu anlamda, Brecht'in Aristotelesci tiyatronun kuramsal ve dünyagörüşsel olarak tam karşıtında yer alan ve devrimci toplumsal düzen değişikliği isteyen epik tiyatrosu da Devrimci Tiyatro kapsamına girdiği kadar, başlı başına bir tiyatro devrimidirde. 1930'larda ABD'de işçi sınıfı hareketine bağlı The League op Workers Theaters, ABD'de Devrimci Tiyatro hareketinin en yetkin örneği olmuştur. Çin Halk Cumhuriyeti'nde ise, özellikle Kültür Devrimi sırasında kamutsal gücün ve komünlüğün anlatımı olarak yer alan devrimci model tiyatro yapıtları, köktenci uyarma ve propaganda oyunları olmuştur. 1970'lerde goşist öğrenci hareketlerine bağlı olarak ABD, Almanya, Latin Amerika ve Fransa'da sokak tiyatrosu ve gerilla tiyatrosu etkinlikleri de bir çeşit Devrimci Tiyatro etkinlikleri olarak görülebilir. Devrimci Tiyatro, 20. yüzyılın başlarında uluslar arası işçi hareketine ve sosyalist devrimci harekete bağlı olarak yaygınlık kazandıktan sonra, işçi hareketi pratiğine bağlı olarak ortadan kalkmıştır.
Dışavurumcu Tiyatro: 1910-20 yıllarında, başlıcalıkla Almanya'da, sanatın tüm alanlarında yer alan dışavurumculuk akımına bağlı tiyatro. Natüralist tiyatro ile pozitivizme olduğu kadar, izlenimci tiyatro ile yeni romantikçiliğe de karşı bir tepki olarak ortaya çıkan Dışavurumcu Tiyatro, 1900'lerin tiyatro reformu hareketinin izinde modernizmin bir tiyatrosu olmuştur. Düşünce bağlamında, Dışavurumcu Tiyatro, savaşın ve keskin toplumsal çelişkilerin yarattığı kaostan doğacak "yeni insan"ın sözcülüğünü yapar; gizemci, akıldışıcı ve aşırı öznelci düşünce doğrultusunda, yaratıcı bireyin iç yaşantısını ve tinsel başkaldırısını tiyatronun odağına yerleştirir; zihinsel gerçekliği mutlaklaştırarak, mutlak özgürlük ideali peşinde, soyut bir düşünsel anlatım dramatiği yaratır; dünyayı "tinsel devrim"le değiştirme yolunda, "insanoğlunun tiyatrosu"nu gerçekleştirmeye, "yeni bir mitoloji" yaratmaya çalışır. Dışavurumcu dramatikle, belli değişmezlik olarak merkezleştirilir; köktenci başkaldırı, trajik durum, paradoks vurgulama, fantastik anlatım, düş dünyası, abartma ve groteskleştirme aracılığıyla bilinç altının, zihinsel gerçeğin eylemin yerine geçmesine istenir. Oyun dili, olaylar örgüsüne ya da eyleme öncelik kazanarak, yinelemeler, değişken sözdizimi, yankıma ve sözcük çarpıştırma biçimini alır; bütün oyun boyunca iç monolog haline gelmeyi amaçlar. Oyunun gerçek kahramanı oyun yazarının kendisi olduğu için, oyuncular yalnızca onun zihnini yansıtan sözsüz oyuncular durumuna iner; oyunculukta, gerçekliğe öykünmeye karşıt, bedensel ve ritmik bir anlatım geçerlik kazanır. Bireşimci sahne ve Bauhaus tiyatrosu anlayışının egemen olduğu sahneleme biçiminde, sanatlar kendi temel öğelerine indirgenerek köktenleştirilir; "ruhların titreşimi"nin sağlanmasına çalışılır. Mekanik tiyatro ve soyutlama yöntemi ile ritmik oyunculuk doğrultusunda, sahne düzeni, kopuk kopuk sahnelerden, dinamik geçişlerden oluşur, zorlamalı bir oyun temposu kurulur; insan davranışlarını ortaya çıkaracak yalın bir sahne tasarımı, çarpıtılmış perspektif, yalın basamaklı sahne dekoru uygulanır; sert ışık oyunlarından, ışık düşürmeden yararlanılır, zorlamalı ses vurguları "dışavurumcu çığlık" kullanılır. Dışavurumcu dramanın yeni gerçekçilik karşısında çözüntüye uğramasına karşın, Dışavurumcu Tiyatro etkisini uzun süre korumuştur. Strindberg ile Wedekind'in öncelik ettikleri Dışavurumcu Tiyatro'nun başlıca yazarları Sorge, Kornfeld, Goering, Toller, Wollf, Hasenclever, Barlach, Sternheim, Kaiser, Unruh, Werfel, Kokoschka ve genç Brecht'tir. Alman dili dışında, genel biçemsel bağlamda ise O'Neill, E. Rice, K. Çapek, T. Wilder ve O'Casey gibi adlar sayılabilir. Dışavurumcu Tiyatro yönetmenleri arasnda, başlıcalıkla L. Jessner, G. Hartung, O. Falckenberg; sahne tasarımcıları arasında E. Pirchan, C. Klein, L. Sievert yer alırlar. Almanya'da Dışavurumcu Tiyatro'nun 1920'ye kadarki dönemi dışında, yapıca birliğe rastlanmaz; aralarında soyut dışavurumculuğa, gizemciliğe yönelenler olduğu gibi, kapitalizme ve militarizme karşı çıkarak, Dışavurumcu Tiyatro'yu kökten eleştirel bir görüş altında devrimci kılmak isteyenler de olmuştur.
Diyalektik Oyun: Diyalektik yönle yazılmış oyun. En belirgin özelliği, gerçekliği yeniden yansıtırken tarihsel süreci göz önüne almasıdır. Aksiyon, iç ve dış çelişkileri ön plana çıkartarak olumlu ve olumsuzu iç içe, aynı anda gösterir.Bu diyalektik gelişme sonucu çözüm seyitciye bırakılır. Çözüm için veriler oyunda hazırlanır ve seyircinin bu verilere dayanarak düşünmesi hedeflenir. Diyalektik oyun, kapalı ve açık biçimde olabilir. Ö nemli olan biçem değil, gerçekliğin diyalektik yoldan dramatik ya da tiyatral bir biçimde aktarılmasıdır. Bu oyunlar Brecht'in etkisiyle, onun ölümünden sonra en çok genç Alman oyun yazarları tarafından tartışılmıştır.
Doğaçlama: Bir oyunculuk yöntemi; daha önce belli bir sözel ya da mimiksel-davranısal sahne saptaması olmaksızın oyun oynama. Oyun sırasında eylemi ve sözü bulan oyunun temeli Doğaçlama'ya dayanır. Doğaçlama tiyatrosunun ilk örneklerine antik çağda mimus ve pantomimus'ta rastlanabileceği gibi, en çok da tuluat tiyatrosunda rastlanır. Bu bağlamda, örneğin , commedia dell'arte, oyuncuları, kaba eylem taslağına göre, kendiliğinden doğal tepkilere dayanarak, Doğaçlama oynarlar; çok iyi saptanmış oyuncu rolleri içinde, belli bir duruma, yere, zaman, izleyiciye göre oyunu olduğu kadar, ağızdan ağıza söz akışını da çeşitlendirirlerdi; Arlecchino gibi komik tipler, izleyiciye doğrudan seslenerek, yöresel ve güncel olaylara tepki verirlerdi. Doğaçlama, bugün de oyunculuk eğitiminin başlıca alanlarından olup, Stanislavski'nin "doğru algılama" istemi ile Brecht'in "gözlem sanatı"nı geliştirme sanatı istemi arasında, diyalektik bir birlik kurma amacını gütmektedir; bu anlamda, Doğaçlama'nın oyuncunun kendine özgü kişisel anlatımını geliştirmesine ve kendini gözlemci kılmasına yönelik, ikili işlevi karşısındaki oyuncunun oyununu gözlemleyerek kendi oyununu koymasına olanak verir. Doğaçlama, tiyatro topluluklarınca üretim amaçlı olarak da ele alınmakta, özellikle de törensi tiyatro toplulukları, serbest tiyatro toplulukları ve sokak tiyatrosu topluluklarınca uygulamaya konulduğu gibi, "topluca doğaçlama oyunculuk" anlayışı içinde ortaya konmaktadır. Çağdaş törensi tiyatro anlayışı doğrultusunda, doğaçlama ile törensilik içiçe kaynaştırılmakta, oyunculukta temel yöntem olarak alınmaktadır.
Dördüncü Duvar: Natüralist ve yanılsamacı tiyatro kuramının başlıca bir ilkesi; sahne ile izleyici arasında varsayılan duvar. Kapalı oyun biçiminin başlıca özelliği olan Dördüncü Duvar, izleyicinin etkisinde kalmadan, kendini bütünlükle oyuna verebilmesi için, oyuncu ile izleyici arasında çekilmiş tasarımsal mekân ayrımıdır. Kavram olarak 17. yüzyıldan bu yana yer alan Dördüncü Duvar, 19. yüzyılda natüralist tiyatronun temel bir ilkesi haline gelmiş, başlıcalıkla da Antoine ve Stanislavski tarafından uygulanmaya konmuştur.
Dram: Yunancada "bir şey yapmak, oynamak"anlamına gelir. Yazın tarihçilerine göre, lirik ve epik yanında, üçüncü bir yazın alanıdır.1) Sahnede oynanmak üzere, konuşmalar ve hareketlerle gelişen, karşıt oluşların çatışmasıyla gelişen ve sonuçlanan oyun.2) Halk dilinde ciddi oyun. Dramatik: 1-Dram'a, yani oyun türüne ilişkin olan. 2-İçinde gerilim, çatışma, çeşitli olaylar ve karşıtlıklar bulunan, insanla ve insan ilişkileriyle gelişen herhangi bir yapıt ya da olay.
Dram Sanatı:İnsana ilişkin olan her şeyi sanatsal bir yaratılışla canlandırılan üretim ve yapım. Dram sanatının birbirnden ayrılmayacak temel ögeleri, yansılama, canlandırma ve eylemdir. Bu üç temel ögenin bulunduğu bir kısa bölüm, beş dakikalık konuşma, bir sözsüz oyun, sinema filmi, televizyon dizisi, opera betikçesi, hatta bir orataryo dram sanatının kapsamı içindedir. Dram sanatı, tiyatro olgusunun yazınsal yanıdır (bkz.Tiyatro Sanatı)
Dramaturg: Kökence drama yazarı ve sahneye koyucu anlamına gelen Dramaturg, Lessing'in Hamburgischer Dramaturgie yapıtından sonra tiyatronun ortak yönetimcisi, edebi danışmanı ve sanat yöneticisi anlamında gelişmiştir. Günümüzde Dramaturg'un işlevleri (tiyatro kuramlarına bağlı olarak) çok çeşitlilik göstermektedir; bu işlevler şöyle sıralanabilir: Oyun okumak ve oyun seçmek, oyun dağarcığı politikasını saptayarak araştırmalara dayalı bir oyun dağarcığı hazırlamak; oyunları çözümsel olarak incelemek, irdelemek, çevirmek, anlamını açığa kavuşturacak raporlar hazırlamak, oyunun yorumunu saptamak; sahneye koyucu ve sahne tasarımcısıyla işbirliği içinde oyunu sahneye hazırlayıp aktarmak; rol dağılımında, yardımcı malzeme sağlamada, metin çözümünde, oyunun gerçekleştirilmesine danışmanlık yapmak; tiyatronun genel eğitim etkinliğiyle ve oyun dağarıyla ilgili toplantılar, tartışma ve konuşmalar, seminerler ve kurslar düzenlemek; program dergisi yanısıra, gerekli yayınları üstlenmek; oyun yazarları ve yayınevleriyle ilişkileri işletmek; ilgili medyaları bilgilendirmek; tiyatroyu kamuoyuna karşı temsil etmek. Dramaturg, uygulamalı dramaturji yürütebileceği gibi, yapımsal dramaturji de yürütebilir. Drama edebiyatı ve estetik kuramların incelenmesi, oyun planının hazırlanması, tiyatro politikasının saptanması, vb. uygulamalı dramaturji çalışmalarına girer. Yapımsal dramaturji, başlıcalıkla Brecht'in Dramaturg anlayışıyla önem kazanmıştır; oyunlarının sahnelenmesini dramaturjik çalışmayla içiçe yürüten Brecht, uygulamalı dramaturji ile yapımsal dramaturjiyi birleştirmiş, tiyatronun toplumsal işlevi ile estetik değerini bütünleştirmeye çalışmıştır. Bütün sahne sanatçılarının katılımıyla gerçekleştirilen sahneleme anlayışı, günümüzde, yapımsal dramaturjinin başlıca özelliğini, Dramaturg'un yaratıcı işlevini ortaya koymaktadır.
Dramaturji: 1- Uygulamalı ve yapımsal Dramaturji; dramaturgun gerçekleştirdiği etkinlik, dramaturgluk uğraşı; bir oyunun dramaturg ile yönetmenin işbirliği içinde sahnelenmesi tüm sahneleme süreci yöntemsel çalışması, "kuramsal sahneleme". 2- Kuramsal Dramaturji; kavramsal olarak Lessing tarafından ortaya atıldığı biçimde, drama yapıtlarının, oyunların iç yasalarını, ana kurallarını, oyun yapısı ilkelerini ortaya koyan drama sanatı bilgisi, drama sanatı ve tekniği kuramı. 3- Drama yapıtı üretme, oyun yazma; drama yapıtı oluşturma ilkeleri. Bu anlamda Dramaturji kavramı, drama tarihi kavramıyla olduğu kadar, drama kuramı kavramıyla da örtüşür.
Düş Oyunu: A. Strindberg'in bir oyun biçimi. Kendine özgü oyun yapısı olan Düş Oyunu, Strindberg'in kendi ana temasını yeni bir tiyatro biçimi içinde ortaya koyma çabasının sonucu olmuştur. Düş mantığı doğrultusunda "düş biçimine öykünen" bu oyun yapısında yer, zaman ve eylem birliği ortadan kalkar; natüralist dramaturjiden uzaklaşılarak, çoksesli bir senfonideki kontrpuan yapısı kurulur; biçemsel-simgeci bir sahne düzeni oluşturulur. Düş Oyunu'nun önemi, Rönesans'tan bu yana Avrupa tiyatrosunda uygulanın üç birlik kuralı dışına çıkması ve oyun kişisini psikanalitik çözüntüye uğratarak, kurgusal olarak çok yönlü ortaya koyabilmesidir. Düş Oyunu, dışavurumcu tiyatro, gerçeküstücü tiyatro ve saçma tiyatrosu üstünde etkili olmuştur.
metin ve textler / biyografiler / tiyatro siteleri / tiyatro sözlüğü / tiyatro tarihi / tiyatro türleri / tiyatro oyunları / tiyatrocular dönemi / türkiyede çocukluk ve gençlik tiyatrosu tarihi / tiyatronun kökeni / geleneksel türk tiyatrosu / italyada rönesans tiyatrosu / orta çağda tiyatro / roma tiyatrosu / 19 yy sanat akımları / alman halk tiyatrosu / alman tiyatrosu / antik yunan tiyatrosu / fransz tiyatrosu / osmanlı tiyatrosu / hacivat karagöz tarihi / tiyatro erken dönem / tiyatro orta dönem / günümüz tiyatrosu / metin ve textler -1-2-3-4-5-6-7-8-9-10-11-12-13-14-15-16