Taptığınız Ayağımın Altında
Muhiddini Arabî bir dağa çıkıp:— Sizin taptıklarınız benîm ayağımın altındadır; diye bağırmaya başladı. Bu söz üzerine zamanın uleması Muhiddin Arabi in (Allah benim ayağımın altındadır) dediğine hükmederek küfrüne; kail oldular ve idamına hükmettiler. Kabrini bile belli bir yere değil bir dağa yaptılar. Fakat Muhiddin Arabî Hazretleri bir sözünde: — İza dehaleşşini ilâşşın, zahara kabr-i Muhiddin (Sin sına girdiği zaman Muhiddinin kabri ve muradı anlaşılır) demişti.
Aradan asırlar geçti. Yavuz Sultan Selim Han Şamı fethetti. Orada bu hadiseyi duyup Muhiddin Arabi in kabrinin nerede olduğunu sordu. Kimse Muhiddin-i Arabi in kabrinin nerede olduğunu bilmiyordu
Dağda koyun otlatmakta olan çobanlara kadar Muhiddin Arabi in kabrinin nerede olduğunu soruyor fakat kimseden mutmain bir cevap alamıyordu. Sadece çobanın bir tanesi:
— Efendim dedi, ben kabrin nerede olduğunu bilmiyorum. Fakat şurada bir yer var ki, oradan ne koyunların birisi bir ot yer ne de oraya bir hayvan basar. Oranın otları kendi halinde büyür ve zamanı gelince de kurur gider, dedi. Bunun üzerine Sultan Selim, oranın Muhiddin Arabi in kabri olduğuna karar verip kazdırdı. Baktılar ki, cesedleri olduğu gibi duruyor. Oraya muhteşem bir türbe yaptırdı. Sonra O un niçin İdam edildiğini sordu. Oradakiler:
— Sizin taptığınız benim ayağımın altındadır, . dediği için idam edildiğini söylediler.-Bu:defaSultan Selim Han, bu sözü nerede söylediğini araştırıp orayı da buldu. Orayı kazmalarını emretti: Kazdıklarında oradan bir küp altının çıktığını gördüler. Yavuz Sultan Selim şöyle söyledi:
— Hazreti Peygamberimiz, «Dininiz paranız, kıbleniz kadınlarınız» buyurmadı mı? İşte Muhiddin-i Arabî de buna dayanarak, taptığınız ayağımın altında . demekle, benim a yağımın altında altın var demek istemiş ama, o zaman bunu kimse anlayamamış ve Muhiddini haksız yere idam etmişler, buyurdu. Böylece Muhiddin-i Arabi in iki kerameti birden zuhur etmiş oluyordu; biri paranın yerini bildirmesi, biri de Yavuzun gelip hadiseyi aydınlığa kavuşturması...
Muhiddini Arabî H. 638 (M. 1240)da vefat etmiş ve Şamın Kasyon dağına defnedilmiştir. (R.A.)