Gece Okları
Şeyh İbrahim Düsûkî in müridlerinden iki kişi, çarşıda kendilerine laf atan iki kişi ile kavga etmişlerdi. Avamdan olan iki kişi müridlerin kendilerini dövdüğünü ileri sürerek kadıya şikayet ettiler. Zamanın kadısı ise, maneviyat ehline karşı son derece allerjisi olan bir kimse idi. Her iki müridi de zindana attırıp işkence etmeye başladı. Birgün beşgün derken, müridler, işkencenin sonunun gelmeyeceğini anlayıp durumu bir mektupla şeyhlerine bildirdiler.Şeyh İbrahim Düsûkî Hazretleri mektubu okuyunca kadıya şöyle bir mektup yazdı:
— Sen müridlerime işkence ettiriyorsun. Şunu iyi bil ki, huşu yaylarıyla atıldığında gece okları mutlaka hedefini bulur. Erler menzile ulaşmak için ellerini açar da, göz kapakları yaşlarla dolarsa, yay çekilip, ok da fırlatılırsa, zırh ile korunmak da bir faide vermez.
Mektup bir mürid tarafından kadıya getirildi. Kadı mektubu hışımla açıp:
— Şu haddini bilmezlere bakın hele... Bir de kalkmışlar mektup yazıyorlar diyerek mektubu okumaya başladı.
Kadı dinleyenlerin yanında alaylı bir eda ile mektubu okurken sıra «Yay çekilip ok fırlatıldığında» cümlesine gelince, mektuptan hiç kimsenin göremeyeceği bir süratte bir ok fırlayıp kadının göğsüne saplandı. Ne kadar uğraşıldı ise de kadıyı ölümden kurtaramadılar. Bu hadise bütün beldede duyulmuştu. Halk galeyana gelip dervişleri zindandan ve işkenceden kurtardılar.