ANNECE TERBİYE:)))
Aşçılığıyla ün yapmış yaşlı bir
kadın
, akşam yemeğine
gelecek
olan oğlu ve yeni gelini için yine mutfağına kapanmış,
yemek
yapıyordu. Aynı akşam yemeğe eski bir aile
dostu
da
davetliydi
. Beklenen
misafirler
gelip sofraya oturduklarında çok şaşırtıcı bir durumla karşılaştılar. Yaşlı
kadının
o
gece
yaptığı
yemekler
değme oburların bile iştahını kapatacak kadar berbattı.
Tatlılar
un kokuyordu, patatesler yanmıştı, köfteler ise
neredeyse
hiç pişmemişti. Oğlu, yeni gelini ve aile
dostu
,
kadıncağıza
durumu fark ettirmemek için ellerinden geleni yaptılarsa da,
yemek
sırasında
pek iştahlı göründükleri söylenemezdi. Nihayet
yemek
bitti ve yeni evli çift annelerinin ellerini öperek evlerine gittiler. Aile
dostları
ise biraz daha kaldıktan sonra gitmeyi düşünüyordu. Oğlu ve gelini gittikten sonra, yaşlı
kadına
: "Senin
harika
bir aşçı olduğunu adım gibi biliyorum. Bana söylermisin, bu
geceki
yemekler
neden o kadar kötüydü? Bence ya
hastasın
ya da bir sorunun var." dedi. Yaşlı
kadın
gülümseyerek
cevap
verdi: "Hayır, hiçbir şeyim yok. Kasten yaptım. Bu
yemekten
sonra oğlum asla ikide bir annesinin
yemeklerini
hatırlatıp karısının kalbini kıramayacak." Alıntı.. Yüreğinde öyle bir umut taşı ki onu senden kimse alamasın,kalbin öyle
sevgiyle
dolsun ki isteyen değil hakeden alsın... Çalınan Her Kapı
Hemen
Açılsaydı; Ümidin,Sabrın ve İsteğin Derecesi Anlaşılmazdı,Bir Kelebek Avcısı Bile Çalıların Yırttığı
Ayaklarla
Koşmak Zorundaysa,
Hayatın
Anlamını Eliyle Koymuş Gibi Bulmak Kimin Harcı?