Sahne isiginin tarihcesi
Eski Yunan ve Roma tiyatrolarında ışık kaynağı GÜNEŞ'ti. Oyunlar günışığında oynanıyor, hava kararmadan sona eriyordu. Gece oynanan oyunlardan literatürde söz edilmiyor. Karanlığa kalan oyunlarda büyük yanarcaların, çıra ateşlerinin kullanıldığı düşünülebilir.
*17. yüzyıl batı tiyatrosunda , özel şamdanlar ve sahne boyunca yanan sıra sıra mumlar sahneyi aydınlattı.
*18. yüzyılda sahnelerde gaz yağı lambaları kullanılmaya başlandı. Bu lambalara takılan şişe ve fanuslar parlaklık derecesini bir hayli attırdı.
*19.yüzyıl, tiyatro için havagazı çağıdır. Sarımtırak bir ışık veriyordu. Bir çok lamba yanyana dizilerek sahneyi önden, yanlardan aydınlatıyordu. Yüksek ısı, sesler, is ve dumanlar bu aygıtların olumsuz yönleriydi. Ayrıca bu yöntemin taşıdığı yüksek yangın riski de bir dezavantajdı.
1803'de DRUMMOND kalsiyum lambasını icat etti. İki ayrı tüpte taşınan basınçlı oksijen ve hidrojen, bir jilet halinde yakılarak, elde edilen alev bir kalsiyum çubuğa yöneltiliyordu. Buna LİMELİGHT (kireç ışığı) denmeye başlandı. Bu lambalar, icadından çok yıl sonra, ancak 1860'da tiyatrolarda kullanılmaya başlandı, ancak ondan sonra çok yaygınlaştı. Charlie Chaplin'in ünlü filminden de anımsayacağınız gibi 'Limelight' sahne ışığının (ramp ışığı), yani tiyatronun simgesi oldu.
1809'da DAVY, ark lambasını icat etmişti. Bu da güçlü bir ışık veriyordu. 19. yy sonlarında elektrik arkı ve kalsiyum lambaları ışık kaynağı olarak sahnelerde yarışıyorlardı.
Sahne ışığında en büyük devrim kuşkusuz, 1879'da Amerika'da Edison'un, İngiltere'de de Swam'ın birbirlerinden bağımsız olarak elektirik ampülünü icat etmeleriyle yapıldı. Limelight'ın günleri doldu. Karbon arkı dışında bütün ışık kaynakları sahneden çekildi. Elektrik lambasının bugün de süren imparatorluğu başladı.
*17. yüzyıl batı tiyatrosunda , özel şamdanlar ve sahne boyunca yanan sıra sıra mumlar sahneyi aydınlattı.
*18. yüzyılda sahnelerde gaz yağı lambaları kullanılmaya başlandı. Bu lambalara takılan şişe ve fanuslar parlaklık derecesini bir hayli attırdı.
*19.yüzyıl, tiyatro için havagazı çağıdır. Sarımtırak bir ışık veriyordu. Bir çok lamba yanyana dizilerek sahneyi önden, yanlardan aydınlatıyordu. Yüksek ısı, sesler, is ve dumanlar bu aygıtların olumsuz yönleriydi. Ayrıca bu yöntemin taşıdığı yüksek yangın riski de bir dezavantajdı.
1803'de DRUMMOND kalsiyum lambasını icat etti. İki ayrı tüpte taşınan basınçlı oksijen ve hidrojen, bir jilet halinde yakılarak, elde edilen alev bir kalsiyum çubuğa yöneltiliyordu. Buna LİMELİGHT (kireç ışığı) denmeye başlandı. Bu lambalar, icadından çok yıl sonra, ancak 1860'da tiyatrolarda kullanılmaya başlandı, ancak ondan sonra çok yaygınlaştı. Charlie Chaplin'in ünlü filminden de anımsayacağınız gibi 'Limelight' sahne ışığının (ramp ışığı), yani tiyatronun simgesi oldu.
1809'da DAVY, ark lambasını icat etmişti. Bu da güçlü bir ışık veriyordu. 19. yy sonlarında elektrik arkı ve kalsiyum lambaları ışık kaynağı olarak sahnelerde yarışıyorlardı.
Sahne ışığında en büyük devrim kuşkusuz, 1879'da Amerika'da Edison'un, İngiltere'de de Swam'ın birbirlerinden bağımsız olarak elektirik ampülünü icat etmeleriyle yapıldı. Limelight'ın günleri doldu. Karbon arkı dışında bütün ışık kaynakları sahneden çekildi. Elektrik lambasının bugün de süren imparatorluğu başladı.