Sahne Isıgının Ereklerı
GÖRÜNÜRLÜK :Sahne üzerindeki kişiler ve nesnelerin, önemlerine göre, gözü rahatsız etmeyecek, dikkati dağıtmayacak şekilde görülebilmesi. Görme ile işitme duyuları arasında yakın bir ilişki vardır. Yüzünü seçemediğimiz oyuncunun sözlerinide işitemeyiz.
İNANDIRICILIK :
Oyunun türüne göre ışıklamanın usa aykırı olmaması. Gerçekçi bir oyunda pencereden içeri gün ışığı mı doluyor; bu ışık paralel ışınlar halinde gelir, düştüğü yerde sert bir ışık lekesi meydana getirir. Odayı bir lamba mı aydınlatıyor; ışığın bu lambandan gelir gibi görünmesi gerekir. Puslu havada ışık pencereden koşut ışınlar halinde değil, dağınık olarak sızar, sert lekeler vermeden odayı doldurur.
KOMPOZİSYON :
Sahnenin öğelerinin anlamlı bir bütün haline getirilmesi ve göze hoş görünen bir sahne resminin yaratılması esastır. Göze hoş görünen deyimi yanlış anlaşılmamalı. Bir zindan içi, ya da darmadağınık bir oda bile estetik açıdan gözü rahatsız etmeyecek bir kompozisyon gerektirir.
ATMOSFER :
Belli bir sahnenin atmosferi, yerli yerinde kullanılan renkler ve ışığın parlaklık derecesi ile verilir. Canlı bir güldürü sahnesi yarı karanlık bir ışıklandırma altında ölür. Soğuk renkler dediğimiz renkler böyle bir sahne uygun değildir. Öte yandan çok parlak bir ışık ve sıcak renkler de dramatik bir sahnede duygu yoğunluğunun oluşmasını engeller.Atmosfer, ışığın ruhbilimsel boyutudur. Altbilincimize işleyerek bizi etkiler. Aslında bu erek yukarıdaki ilk üç maddeyi içerir. Bir sahnede atmposfer dediğimiz şey varsa kompozisyon, inandırcılık, görünürlük ilkeleri etkili biçimde uygulanmış demektir.