ürklerin Ana Yurdu Kayıp Kıta MU Muydu? FOTO GALERİ
Türklerin Ana Yurdu Kayıp Kıta MU Muydu?
Atatürk’ün de araştırdığı Mu, Büyük Okyanus´ta yer aldığı iddia edilen
efsanevi
batık kıtadır. Bilim
çevrelerinde
levha tektoniği
konusundaki
bilgi birikimi sayesinde Atlantis gibi bir
efsane
olduğu
konusunda
görüş
birliği vardır.
İlk kez
James
Churchward tarafından ortaya atılan, geçmişte üzerinde ileri bir uygarlığın bulunduğu, Pasifik Okyanusu’nda bir kıtanın varlığı
konusundaki
görüş
, çeşitli belge ve bulgular mevcut olmakla birlikte, henüz arkeologlar arasında yaygınlık
kazanmamış
bir
görüş
veya bir varsayım olmaktan öteye gidememiştir.
Türkler´in de Mu Kıtasından geldiği söylentileri de varsayım olarak eklenmiştir. Mu Kıtası,
Türkiye
´nin ilk cumhurbaşkanı M. Kemal Atatürk´ün talimatıyla kurulan bir ekip tarafından araştırılmıştır.
Yaklaşık 50 yıl boyunca 20’den fazla ülkeye
giderek
Mu uygarlığı hakkında veri toplayan
James
Churchward’un ve Mu varsayımını
destekleyenlerin
Mu uygarlığı hakkındaki
görüşleri
kısaca şöyle özetlenebilir:
Yeryüzünde insanın ilk ortaya çıktığı kıta Mu kıtasıdır.
Mu kıtası kuzeyden güneye 3000 mil, doğudan batıya 5000 mil kadar uzanan,üç kara parçasından oluşan büyük bir kıtaydı
Günümüzde Polinezya, Mikronezya ve Melanezya
takımadalarını
oluşturan adalar, muhtemelen bu kıtadan arta kalan kara parçalarıdır
• Bu kıtada 70.000 yıl önce tek tanrılı bir din bulunuyordu. Aynı tarihlerde Mu´lular diğer kıtalarda koloniler oluşturmaya başlamışlardı ki, anavatan dışındaki en büyük imparatorluk, başkenti günümüzde Gobi Çölü’nün uzandığı
bölgede
bulunan Uygur İmparatorluğu’ydu.
Mu dininin öğretimini Naakaller adı verilen rahipler üstlenmişlerdi ve sembolizme dayalı bir öğretimleri vardı.
Mu dininin esası, Tanrı’nın tek oluşuna ve ruhsal
gelişim
için sürekli olarak tekrar doğmak inanışına dayanıyordu
Atlantis’teki din Mu’nun tek tanrılı dininden başka bir şey değildir.
• "Ra" sözcüğü güneş anlamına gelirdi ki, daire ile ifade edilen güneş sembolü, bir ad ve sıfat vermek istemedikleri, "O" diye hitap ettikleri Tek Tanrı´yı simgelemede
kullanılırdı
; Mu imparatoru da “Mu’nun güneşi” anlamında Ra-Mu adıyla ifade edilirdi. Ra sözcüğü sonradan diğer kıtalara ve Atlantis yoluyla Mısır´a da taşınmıştır.
Dört ırktan oluşan Mu´lularda yazı dilleri
farklı
olmakla birlikte,
konuşma
dilleri ortaktı..
Mu´lular günümüz uygarlığına kıyasla manevi alanlarda çok daha ileriydiler.
Telepati, durugörü, çift bedenlenme, astral
seyahat
gibi, uygarlığımızda ancak kimi medyumlarda ve mistiklerde görülebilen olağanüstü yetenekler Mu´lularda olağan yetenekler olarak mevcuttu. (Bu, Churchward’un değil, bazı
izleyicilerinin
görüşüdür
Mu uygarlığının en
önemli
çöküş nedeni, teşevvüş adı verilen, bir aşamadan diğerine geçilirken yaşanan kargaşa dönemini atlatamamasıdır. (B.Ruhselman’a göre)
Genelde bu iddiaların herhangi birini
destekleyecek
arkeolojik veya antropolojik bulgu bulunmamaktadır. Mu dinine, kolonilerine (örneğin Uygur İmparatorluğu kolonisi fikri) ve Mu kıtasının nasıl battığına ilişkin iddialar Mu varsayımını savunanlar arasında da genel geçer kabul görmemiştir ve
farklı
düşünceler mevcuttur.