Zerbinette
Nemrut Atossa Oyuncu Edmund Katerina Jan Zerbinette Tom Proctor Bedirhan Ağa - Taziye Jacques Sivrisinek Biff Ana Kahveci Juliet Jan Dark Helena Hamlet Hamlet (3) Antigone Ariel Lady Macbeth Valeri Vladimir Tartuffe Ophelia Brütüs Troilos Romeo Othello Luciana (k) Parlak Juliet 2 Iago Hamlet (5) Hamlet (2) Lysistrata Hamlet (4) Kleopatra Puck Sultan Murat Üvey Kız Prometheus Harpagon Berber Sonya Pantalone Othello 2 Lear Kadın Jaques Hermes Hamlet (6)ZERBINETTE
Adı Oronte.Or.ron.ronte.hayır, Ge. Geronte.Evet Geronte, tamam; işte başımın belası; buldum; işte sözünü ettiğim nekesin adı.Ne diyordum? Ha, bizimkiler de tuttular, bugün buradan başka yere gitmeye kalktılar. Bi'şey değil, aşığım parasızlık yüzünden, beni elinden kaçıracak, ne yapsın bu parayı, babasından çekmek için uşağının dalaveresine başvurmaktan başka çare bulamadı. Bakın, uşağın adını iyi biliyorum, adı Scapin. Yaman adam doğrusu, ne türlü övülse hakkıdır. Enayiyi avlamak için bakın ne dolap çeviriyor. Hah, hah, hay!...Düşündükçe güleceğim geliyor, hah, hah, hah, hay!... Gidiyor, pintiyi buluyor,hah, hah, hah!...Diyor ki, oğluyla berber rıhtımda dolaşırlarken , hah, hah, hay!..Bir Türk kadırgası görmüşlermiş de, kalyondan bunları içeriye çağırmışlarmış. Sözüm ona, gene bir Türk bunları ağırlamış, aman Tanrım! Tam yiyip içerlerken gemi açılıvermiş. Türk, Scapin'i tek başına bir kayığa bindirip kıyıya göndermiş. Sözde demiş ki babasına söyle, hemen beş yüz altın yollamazsa , oğlunu Cezair'e götüreceğim. Hah, hah, hay! Almış bizim hasisi, bizim mendeburu bir telaş. Bi yandan da, ne olsa oğlu ya, merhemeti bırakmazmış; ama beş yüz altının lakırdısı da evlat acısı gibi içine işlermiş. Hah, hah, hay! Bi yandan parayı gözden çıkaramamış, bi yandan da, içinin acısıyla oğlunu kurtarmak için, bin bir çeşit, gülünç çareler bulurmuş. Hah, hay! Bi aralık kadırganın arkasından denize kanun gönderecek olmuş. Hah, hah, hay! Parayı vermeye bi türlü yanaşmazmış da, git dermiş, uşağına, ben bu parayı denkleştirinceye kadar oğlumu bıraksınlar, yerine seni alıkoysunlar. Hah, hah, hay!...Bi aralık da beş yüz altın yerine, beş para bile etmeyecek üç beş kat eski giysisinden vazgeçmeye kalkmış. Hah, hah, hay!... Uşak, bütün bu tekliflerin akıl karı olmadığını kendisine anlatmış.O, yine, her sözün başında, acı, acı: '' Ama, ne halt etmeye gitti şu kadırgaya, ah kör olası kadırga, ah insafsız Türk! ''der dururmuş. Neyse, bi hayli düşündükten, bi hayli ahlayıp ofladıktan sonra.Ama, sanırım, boşuna anlatıyorum. Hiç gülmüyorsunuz. Efendim?
SCAPIN'İN DOLAPLARI
MOLIERE
Türkçesi : Orhan VELİ KANIK