KorRkunç olaylar
| Korkunç olaylar |
|
"Yıllarca önce idi,galiba yıl 1927 idi kendim o sıralarda cami mahyacılığı yapardım.Bir gün koluma bir ağrı geldi.Gittikçe şiddetlendi.Bir müddet sonrada sol ayağım ağrımağa başladı,her ne kadar doktorlara gittimsede bir fayda göremedim.O sıralarda tekkeler açıktı.Bir Rufai tekkesinden dönüşümde bir adama rastladım bir yerinizmi ağrıyor diye sordu,ben:
-evet sağ kolumla sol ayağım!
bana şöyle bir baktı ve:
-Senin bu hastalığına Rihi Tayyar derler.Bu uzun okumak sureti ile tedavi olur.Ben:
-Aman ne olur beni tedavi etseniz dedim, o:
-Mümkün değil,ben başka bir memlekete gidiyorum.Cenabı Hak elbet sana birini gönderir.
Gittikçe fenalaştım,yatağa yattım.Yerimden kımıldanamıyor,zavallı annem altımı değiştiriyordu.Bir gün beni ermeni bir doktora gösterdiler.O:
-Bu sizin hastalığınıza tıp yolu ile çare yoktur.Buna Rihi Tayyar derler.Siz bir nefesi kuvvetli kimse bulun o sizi manevi yolla tedavi etsin!dedi.
Derlen ALLAH o şahsıda karşıma çıkardı.Bir tanıdık vasıtası ile onla tanıştım.Enver isimli bir şahıstı.Beni görür görmez durumumu anladı.Evime geldi ve yanımdakilere:
-Siz dışarı çıkın,kapıyı kapayın.Bana bir leğenle su getirin dedi.Dediklerini yaptılar.O suyu ortaya getirdi ve içine bakmamı söyledi.Baktım ve kendimi 7-8 yaşlarında iken bir dere kenarında oynarken gördüm.O sırada sudan bir kurbağa çıktı.Ben kurbağayı tutup taşla bacağını ezdim.
Enver Hoca:
-İşte! dedi.O gördüğün kurbağa değil bir cin taifesi idi.Cenabı HAK` a seninde ayağının topal olmasını niyaz etti.Sende zamanla topal oldun.
- Evet ben o hadiseyi hatırladım.Okulla çırpıcı çayırına gezmeye gitmiştim.Vaka orada aynen oldu.Lakin ben o vakit ufak idim,iyiliği kötülüğü seçemiyordum.Enver Hoca:
-Peki o halde cine seni affetmesini rica edeceğim.Biraz sonra bir parmak boyunda bir şey gözüme ilişti.Başında uzun bir küllah,ayağında kırmızı bir pabuç bulunan kızıl sakallı bir insan.Bir ayağıda topal.Enver Hoca:
-İşte senin kurbağa dedi.Çok müteessir olmuştum.Hoca buna birşeyler söyledi.Okudu üfledi ve yine bana dediki:
-Gelelim koluna!suya bak bakalım.Baktım.Bu sefer kendimi yüksek bir tepe üzerinde bir mezar karşısında buldum.Enver Hoca:
-İşte sen sarhoş bir halde iken bu mezara abdest bozmuşsun.
-Düşündüm,hatırladım.Bir cumhuriyet bayramı idi.Bir kaç arkadaşla Çamlıcaya gitmiş ve sarhoş olmuştuk. O aralık bir kaç defa ufak abdestim gelmiş ve bir duvara yapmıştım.Enver Hoca:
-İşte o duvar bir büyük zatın mezarı idi.Telaşlandım.
-Kimin acaba?
-Kimin olacak Seyid Selami Hzlerinin.
-Aman ben ne yapmışım?Peki ne olacak şimdi!
-Kusurun çok,Fakat ALLAH seni herhalde affedecektir.Çünkü ne yaptığını bilmez durumda imişsin.
-Evet öyle idim.
Enver hoca günlerce bana okudu,ve nihayet cebinden bir at kestanesi çıkarıp bana verdi.Bunu beline tak.Yarın bir boy abdesti al.Dua et bakalım neler göreceksin?
At kestanesini alıp belime bağladığım an bütüğn erkeklik kuvvetimin lesildiğini gördüm.Ertesi gün yıkandım.Abdest alıp 2 rekat namaz kılmağa başladım.Namazın bitiminde odanın kapısından içeri üç şahsın girdiğini gördüm.Bunlar nurlar içinde idiler.En öndeki uzun boylu az esmer,başında büyük yeşil bir tac bulunan heybetli bir zattı.Onun yanında geriden geleninde başında yeşil ufak bir tac vardı.Üçüncü şahısa dikkat ettiğimde bunun bizim enver hoca olduğunu gördüm.Bu şahıslar kapının önünde durup bana baktılar ve üzerime bişeyler okudular.Ertesi gün hocam geldi ve bana:
-Nasıl dünki gelenleri gördünmü?
-O baştaki uzun boylu şahıs, Evliyaların başı Abdulkadir Geylani hzleri,ikinci şahıs,duvarına kazaylan abdest bozduğun seyid selami hzleri idi.
-Sende vardın!
-Eh bizide unutmamışlar.Şimdi ben Mısır tarafına gidiyorum.Sana ALLAH`aısmaradığa geldim.
-Aman hocam,ya benim hastalığım ne olacak?
-Merak etme,gittiğim yerde sana dua edeceğim.Kırk güne kalmaz eskisi gibi olcaksın.Verdiğim duaları oku.
Dediği gibide oldu.Kırkıncı gün vücudumda hiç ağrı sızı kalmadı
