Arılardan Azmin ve Başarının Öyküsü
500 gram bal için arılar, 3 milyon 750 bin defa çiçeğe konup kalkıyor.
Bir kg bal için ise 40 bin tane arı, 6 milyon çiçeği dolaşıyor.
Bal arıları bir peteği doldurabilmek için
100
milyon çiçeğin Nektarını emiyor ve
100
.000 km
kanat
çırpıyor. Bu deli çalışmanın arasında, dönüp ‘dönüp öbür arı benim kadar dolaşıyor mu?’ diye
kontrol
gereği de duymuyorlar. Birbirlerine tam bir güven içinde
sadece
hedeflerine odaklanmışlar!…
Neredeyse kölesi olduğumuz
bilgisayar
saniyede 16 milyar aritmetik işlem yaparken,
bilgisayarın
doğadaki rakibi bal arıları bu sürede daha az
enerji
harcayarak 10 trilyonluk işlem yeteneğine sahip demek ki
bilgisayarda
hala Bill Gates’in keşfedemediği bir şeyler var..! Bir koloninin pazarlanacak 1 kg bal üretmesi ve
yaşamını
sürdürebilmesi için 8 kg bal tüketmesi gerekiyor. Bu da koloninin 6 kez
dünya
çevresini
dönmesi demek… Onlar bu işi canla başla yapıyor, ve genetik olarak
nesilden
nesile aktarılmış bir tembellik asla söz
konusu
olmamış! Bu arı cumhuriyetinde cinlik yapmak için ‘birkaç gram bal da kendime saklayayım’ diye peteği hortumlayana da şimdiye dek rastlanmamış. Hepsi
güneşin
‘kalk’ ziliyle çalışmaya başlayıp,
güneşin
‘paydos’ ziliyle dinlenmeye çekiliyorlar. Hiçbir arı, ‘kraliçe hanım işin kaymağını yiyecek diye ben geberene kadar çalışmam abi…’de dememiş, birlikten ve kovandan çıkınını alıp başka
yollara
düşüp başka bir kovanda cumhuriyet kurmayı düşünmemiş! Karşı kovandakileri kıskanıp o peteğe dadanmamış! Arı,
vücut
ağırlığının 330 katı yük çekiyormuş. Her bir petek gözünün altıgen prizma şeklinde inşa edilmesi esas peteğin direncini sağlıyormuş. Bu nedenle kilolarca balı
rahatlıkla
taşıyabiliyor. ‘Gerçekten de en az balmumu harcayarak, maksimum ölçüde bal depolamak için en
uygun
şekil, arıların inşa ettiği altıgen prizmadır’ diye
onaylıyor
fizikçiler. Hadi bakalım arılardan özür dileyelim, onlara ‘hayvan’ dediğimiz için. Elin hayvanı düzen tutturmuş,milyon yıldır
hayatına
fesat sokmadan sürdürüyor sorumluluğu içinde saklı! Arıların ‘ayıkla pirincin taşını’ diye bir sözleri yok. Başka arıların yaptıklarını, onlar hayatlarını kısıtlayarak
temizlemek
zorunda değiller!.. Siz hiç arıyı sokan bir arı biliyor musunuz? Belki de bu
dünyaya
arı olarak gelmek vardı.