Hurifilik
1-SAYFA | 2-SAYFA | 3-SAYFA | 4-SAYFA | 5-SAYFA |
Fatih'in yaktırdığı Matrix tarikatı,Da Vinci modası bizdeki esrarlı örgütleri unutturdu. İşte Fatih'in diri diri yaktırdığı tarihin ilk Matrix'çileri,
İran taraflarında, 14. asırda "Hurufilik" denilen yepyeni bir mezhep doğdu. Temeli ses, harf ve sayı kavramlarına dayanan, yani Matrix filminin kurgusunu andıran Hurufilik kısa zamanda yayıldı ama âkıbeti kanla yahut ateşle noktalandı.
Mezhebin kurucularının derileri yüzüldü, Fatih Sultan Mehmed zamanında da, binlercesi diri diri yakıldı. İşte, Da Vinci Şifresi'ne rahmet okutacak derecede sırlarla ve maceralarla dolu olan "İslam'ın tek, dünyanın da ilk Matrix'çi gizli mezhebi" Hurufiliğin kısa öyküsü....
HERŞEY SAYILARDA GİZLİ
Ses olgunlaştığı zaman "söz" olur, söz de harflerden meydana gelirdi, dolayısıyla herşeyin aslı "harf" idi ve her harfin belirli bir sayı değeri vardı. İşte, bu temelden yola çıkan Fazlullah'a göre İslamiyet ile ilgili bütün meseleler Arapça'nın 28, Farsça'nın da 32 harfiyle izah edilebilirdi.
Herşey sayıda gizliydi, sayıların arasındaki ilişkiler vasıtasıyla Kur'an'ın yorumlanıp gizli sırların öğrenilmesi ve mutlak gerçeğe ulaşılması mümkündü.
BEN ASLINDA İSA'YIM
Hurufilik, İslam uleması tarafından ilk zamanlarında aşırı bir mezhep gibi görüldü ama Fazlullah'ın daha sonraları dünyanın, ahıretin velhasıl herşeyin temelinin kendisi olduğunu söylemesi ve "Ben, aslında Hazreti İsa'yım, dünyayı kurtaracak Mehdi, benim" demesi üzerine Hurufiler kâfir kabul edildiler.
DERİSİNİ YÜZDÜLER
Bu sırada giderek daha fazla taraftar toplayan Hurufiler'in siyasi iktidarı ele geçirmeye kalkışmaları üzerine, Timur'un oğlu Mirânşah, 1394'te Fazlullah'ın kafasını kestirdi. Sonra derisini yüzdürdü, cesedini ip bağlatarak pazarda dolaştırdı, etini köpeklere yedirdi ve vücudundan kalan bütün ateşe attırdı. Fazlullah'ın idamına rağmen sayıları ve güçleri giderek artan Hurufiler hemen her yerde sıkı bir takibe uğradılar. Ele geçirilenlerin ya derileri yüzüldü, yahut yakıldılar; hayatta kalabilenler de, kurtuluşu Anadolu'ya geçmekte buldu.
FATİH SULTAN MEHMET'İ DE ETKİLEDİLER
Hurufiler, Fatih Sultan Mehmed'in iktidar yıllarında sayıların ve harflerin cazibesiyle hükümdarı bile etkileyerek saraya sızmayı ve devlet işlerine müdahale etmeyi başardılar. Ama, devletin güçlü veziri Mahmud Paşa yine o devrin en güçlü din âlimlerinden Fahreddin-i Acemi'den "kâfir oldukları" gerekçesiyle Hurufiler'in canlarının alınması gerektiği yolunda bir fetva çıkartınca, Fatih'in söyleyecek sözü kalmadı. Neticede, Edirne'deki o büyük ateş yakıldı ve ateşin başında ilk tekbiri de Fahreddin-i Acemi getirdi.
ARTIK TARİH KİTAPLARINDA
Ayrıntılarını yıllar önce rahmetli Abdülbaki Gölpınarlı'nın ortaya çıkardığı bu gizli mezhebin inançlarına bugün artık sadece tarih kitaplarında rastlanıyor.
Siyasetin yanısıra kültür ve sanat çevrelerini de asırlar boyunca etkilemiş olan bu akımı artık bir mezhep yahut din değil, kültür kaynağı olarak kabul edenler ve sistemin temelinde vârolan "ebced" ile "cifir" meselelerine alâka duyanlar bugün hâlâ mevcut